Mustafa Öz

Anahatlarıyla İslam Mezhepleri Tarihi author
Author
Translator
9.4/10
7 People
73
Reads
7
Likes
1,492
Views

Mustafa Öz Posts

You can find Mustafa Öz books, Mustafa Öz quotes and quotes, Mustafa Öz authors, Mustafa Öz reviews and reviews on 1000Kitap.
525 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 17 days
Asgari müşterekte İslâmî İlimler bilmek isteyen herkes için, Mezhepler Tarihi alanında güzel bir muhtasar kitap olmuş. Kitabın basımı ve harflerin büyüklüğü vs çok güzel. Kitap kendini okuturken sıkmıyor. Hangi ara onca sayfa okuduğunu anlamıyorsun. Bu yönden de güzel hazırlanmış bir eser. Cenâb-ı Allah İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe ve İmam Mâtûrîdi'den razı olsun. (konudan bağımsız:))
Anahatlarıyla İslam Mezhepleri Tarihi
Anahatlarıyla İslam Mezhepleri TarihiMustafa Öz · Ensar Neşriyat · 201754 okunma
Peki Ya Kim Tekfir Edilir?
Bir mü'minin kâfir olması veya küfürle vasıflandırılabilmesi için, zarûrâtı dînîyye olarak isimlendirilen dinin bildirdiği kesin esaslardan birini veya bir kısmını inkar etmiş olması gerekir. Bunun yanında İslâm haricindeki bir dinin alamet farikası olarak kabul ettiği şeyleri kendi arzu ve rızasıyla kullanan, Allah ve Peygamber'e dil uzatıp tezyif eden, Kur'an ayetlerini ve Hz peygamberden geldiği kesin olarak bilinen mütevatir sünneti red ve inkar eden ve İslam'ın kutsal kabul ettiği değerleri alaya alıp küçümseyen kimseler tekfir edilir. Bu fiiller yukarıda belirtilen red ve inkarı küfür teşkil eden zarûrâtı dînîyyr içinde kabul edilir.
Sayfa 297 - Ensar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Tekfirci Aptallara 2:
Mü'min olan kimse iman etmiş olmak ve en büyük hayrı ve ameli işlemiş olması sebebiyle, nefsanî arzuları ve ihmali sebebiyle günah yahut büyük günah işlerse bu kimse günahkar veya fâsık ismini almakla birlikte, şirk ve küfür günahını işlemedikçe, imandan çıkmış olmaz. Bir başka ifade ile kebire işleyen bir kimse, işlediği kebire sebebiyle suçlu ve günahkardır ve fakat imanı sebebiyle de mü'mindir. Amel, iman unsurunun bir cüz'ünü teşkil etmediği için, kebire işleyen kimse imandan çıkmış olmaz. Bu tür kimselerin cehennemde ebedî kalacağı iddia edilirse, onların işledikleri en büyük amel olan iman, karşılıksız bırakılmış olur. Kebire işleyen kimse tövbe etmeden önce veya tövbe ettikten sonra ahirete intikal ettiği zaman, onun durumu Allah'a kalmıştır, dilerse affeder, dilerse cezalandırır. Fakat bu durumda olan bir kimse küfür ve şirk günahını işlemedikçe, cehennemde ebedi kalmayacaktır. Mâturîdiyye'nin büyük çoğunluğunun görüşü budur.
Sayfa 297 - Ensar NeşriyatKitabı okudu
Tekfirci Aptallara:
Büyük veya küçük herhangi bir günah işleyen, işlediği günahı hafife almayan veya helal saymayan kimse dinden çıkmaz. Zira Kur'an'da günah işleyenlerden bahsedilirken, onların mü'min veya iman edenler oldukları belirtilmekte, ayrıca selam veren insana karşı "sen mü'min değilsin" şeklinde karşı çıkılıp rencide edilmesinin doğru olmadığı ortaya konulmaktadır. Keza günah işleyen kimselerin tövbe etmesi istenerek işledikleri günah da ısrar etmedikçe affedilecekleri ifade edilmiş, Hz. Peygamberin müminler için Allah'tan af ve mağfiret dilemesi emredilmiş, Allah'ın affediciliği belirtilmiştir.
Sayfa 296 - Ensar NeşriyatKitabı okudu
Mâturidiyye marifetullah diye isimlendirilen Allah'ı bilme ve inanmayı şer-î olmaktan çok aklî olarak kabul etmektedir. Bu sebeple şeriat gelmese de Kullar Allah'ın varlığını, yaratılanlara göre anlama ve inanma durumundadırlar.
Sayfa 296 - Ensar NeşriyatKitabı okudu
Maturidiler, diğer fırkaların aksine kişinin kendini tavsif ederken yahut nitelendirirken "inşallah mü'minim" yani Allah dilerse mü'minim gibi bir ifade kullanmayıp, istisna edatı olmadan kendisini doğrudan mü'minim gibi bir ifade ile belirtmesi gerektiği düşüncesindedirler. Zira istisna kesin olarak belirli olmayan hususlarda kullanılır, zan ve tahmin gibi bir mana ifade eder. Halbuki imanın şek, şüphe, zan ve tahmine yer yoktur. Kur'an'da da "...İman ettik deyiniz.", şeklinde buyrularak bir anlamda, iman etmiş olmanın istisna ile belirtilmemesi istenmiştir. Mukallidin veya taklîden iman edenin imanı Mâturiyye'de sahih kabul edilmekle birlikte, taklîden iman eden kişi, içinde bulunduğu aleme bakıp akıl yürütme ve istidlalı terketmesi cihetiyle günahkar olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca gaybe iman özelliği ortadan kalkmış olacağı cihetle, yeis halinde iman etmek de muteber değildir.
Sayfa 295 - Ensar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.