Bilgi Üniversitesi’nde İletişim okudum, ardından da yüksek lisansımı Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi üzerine yaptım. Fransa’da Lille Yüksek Gazetecilik Üniversitesi’de eğitim gördüm. Yaklaşık 7 seneyi aşkın bir süre Avrupa’nın farklı başkentlerinde yaşadım ve şu zamana kadar 60’a yakın ülkeye gitme ve bu ülkelerin sosyo-kültürel altyapılarını inceleme şansı buldum. Küçük yaştan beri bir sinefilim ve 16 yaşımdan beri seyrettiğim her filmin ismini, “zihin fakültesi” adı altında kurduğum dosyama ekliyorum. Özellikle Latin Amerika’nın benim hayatımda yeri bambaşka. Edebiyatını, sinemasını ve siyasetini yakından izliyor ve elimden geldikçe yolculuk ediyorum. Özellikle Latin Amerikalı yönetmenleri mercek altında tutuyorum, çünkü son on sene içerisinde birçok başyapıta imza attılar ve üretmeye de devam ediyorlar. Orta okul yıllarından beri bilim kurgu edebiyatına karşı ciddi bir ilgim var; Verne, Asimov, Heinlein, Clarke, Wells, Lem, Orwell, Bradbury ve Huxley favori yazarlarım, çağdaşlarını da takip ediyorum. Şu anda İNGEV’de (İnsani Gelişme Vakfı) Danışma Kurulu üyesi ve Proje Direktörü olarak görev yapmaktayım, ayrıca techandle.com ve l1ucgen.com adlı iki websitenin de editörlüğünü yürütüyorum.
Büyük Savaşın (1. Dünya Savaşı) yol açtığı yıkımlarla yaşamaya çalışan toplumsal sınıflara ait çelişkileri en iyi anlatan filmlerden biri Alman dışavurumcu sinemanın önemli temsilcilerinden Metropolis’tir. (1927)