Ilk olarak kitap hakkında söylemek istediğim şey kesinlikle bu kadar az okunmayı haketmemesidir. Yazarı ilk kez okumama rağmen anlattığı yaşam, işlediği konu, dili beni bütünüyle etkiledi. Gerçekten içinde bulunduğumuz yüzyılda hala anlatılan kültürde , çevrede, gelenekte yaşayan insanların olduğunu okura hatırlatan bir kitap. Konu olarak afganistanda yaşayan bir kızın ve kızın büyük büyük annesinin başından geçen iç burkan olayları anlatmış. Kitap bitince yaşadığım hayata tekrar şükrettim.
Afganistan'da İslam esaretindeki kadınların neler çektiğini anlatan bir kitap ... Kitabi özellikle ortalıkta "şeriat isteriz "diye böğüren kadinlar mutlaka okumalı ki Atatürk'e neler borçlu olduklarını bilincine varsinlar.
Bacha posh: Afganistan ve Pakistan ülkelerinde erkek çocuğu olmayan ailelerin kız çocuklarını belirli bir yaşa kadar erkekmiş gibi giydirdiği bir anlayış.
Afgan iki kadının hayatlarını, yaşadıklarını insanı hüzünlendirecek kadar anlatan akıcı bir kitap.
Afganistan’da hayatını devam ettiren bu iki kadın yaşadıkları zorlukları aşmaya çalıştıkça daha da zorlu şartlar kendilerini beklemektedir. Oysaki tek suçları-topluma göre- kız çocuğu olarak doğmalarıdır.
Kitabın bende bıraktığı etkileri o kadar fazla ki her yapılanı anlamaya çalıştıkça tiksinti duyarak okudum. Bu kadarı da olmaz dedikçe dahası da vardı eserde.
Akıcı olduğu kadar etkileyici olan bu eser insanı ağlatacak kadar sarsıcı. İnsanın insan kaldığı bir dünyada bunların olabilmesi bile acı verici. Her doğan çocuğa verilecek temel derslerden biri de şu olmalıdır: Yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı bizden rahatsız olmamalıdır.