Har içinde olan gonca güle minnet eylemem
Arabiyi,farisiyi Bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzere gözetirim rahimi,
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem
Bir acayip derde düştüm herkes gider karına
Bugün buldum, bugün yerim hak Kerim'dir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüda'dır kula minnet eylemem
Ey yüreğim, can yüreğim, ol gani mihman iken
Yarın şefaat karım Ahmed-i Muhtar iken
Cümlelerin rızkını veren ol Gani Serdar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara, minnet eylemem...
Kul Nesimi
"Bu işleri bilirsiniz değerli el Harezmi, eğrilerin çok olduğu yerde inatla doğruyu savunursanız sonunda eğriler birleşip doğruyu eğriyi ilan ettirirler. İftira ile uğraşmak bir orduyla savaşmaktan daha zordur" diye cevap verdi.
Sellam Tercüman ve el Harezmi çok az kişinin şahit olabileceği bir Savaşı, şaşkınlıktan donakalmış bir halde seyrediyor olmanın talihsiz korkusunu yaşıyorlardı. Ne aman dileyen oluyordu bu kıyımda ne de kaçan. Akan kanlar yüzünden altlarındaki Kara toprak hızla kırmızı bir halıya dönüşüyordu. Kılıç şakırtıları at kişnemelerine, Savaş naraları acı dolu çığlıklara karışıyordu. Vurdukça vurulan, kırdıkça kırılan ama ölmeye ve öldürmeye bir türlü doyamayan Savaşçılar, bu toprakların binlerce kez şahit olduğu Ölüm halinde bir kez daha kapılmış gibiydiler.