Okuyanının az olduğunu gördüğüm bu kitabın incelemesini yazmayı kendime borç bilip başlıyorum.
İlk defa tanıştığım yazarın anlatımı sade, kelimeleri açık ve oldukça akıcı bir dili var.
Kitapta yazarın 30'lu yaşlarda gecekondu mahallesinde otururken yaşamış olduğu zorluklar yazarımızın ağzından anlatılıyor.
Sadece bunu ele almayıp o dönemde ülkede olup bitenleri, toplumsal, sosyolojik ve siyasal olayları çok güzel eleştirmiş yazar.
"Ülkem, seni çok seviyorum. Günlüğüm bitti, ama sorunlar bitmedi."
Kadınların için daha adaletli, ülkemiz için daha huzurlu günler diliyorum. İyi okumalar.
"Hiçbir şey ebedi değil. Ne mutluluk, ne mutsuzluk. Her şey misafir ve emanet, tıpkı dünyadaki canımız gibi... Bir bakıyorsun, alışıyorsun yaşadığın ortam ve şartlara, ardından bir şeyler neden oluyor, birden değişiveriyor her şey. Yoklukla varlık arasında turlayıp duruyoruz işte."