Nathan Gardels

Nathan GardelsYüzyılın Sonu author
Author
5.0/10
1 People
5
Reads
0
Likes
629
Views

Nathan Gardels Posts

You can find Nathan Gardels books, Nathan Gardels quotes and quotes, Nathan Gardels authors, Nathan Gardels reviews and reviews on 1000Kitap.
306 syf.
·
Not rated
Yüzyılın Sonu adlı bu eser New Perspectives Quarterly'den derlenerek oluşturulmuş.İçinde dünyanın önemli liderleriyle,düşünürleriyle yapılan röportajlar ve önemli denemeler var.20.Yüzyıl biterken dünyanın nereye evrildiğini o yılların bakış açısıyla görmek gerçekten önemli. Tavsiye ederim.
Yüzyılın Sonu
Yüzyılın SonuNathan Gardels · Koç Uniys Yayınları · 19966 okunma
Hans Jurgen Syberberg- Flaubert kendi yaşadığı dönem için şöyle demişti: "Geleceği düşünmek bize acı veriyor,geçmiş de bizi geri tutuyor.İşte o yüzden de,şimdiki zaman avucumuzdan kayıp gidiyor."
Reklam
Ivan Illich-Bugün yaygın olan duygu,geleceğin bizim beklediğimiz gibi olamayacağı,tam tersine Michel Foucault'un "epistemik çöküş" dediği şeyle karşı karşıya olduğumuz yolundadır.Yani bilincimizde,akla gelmez sanılan şeyin akla geldiği ani bir imaj değişimi yer almıştır.
Ivan Illich- İnsanoğlu üzerine doğa ve tarih tarafından konulmuş sınırları çiğnemekle,sanayi toplumu,ihtiyaç ve acıları ortadan kaldırmak adına ihtiyaç ve acıları kendisi yaratmıştır.
Akbar S.Ahmed- Cihad kelimesi bugünkü medyada ayıp kelimelerden sayılmakta,barbar bir uygarlığın fiziksel tehdidini temsil etmektedir. Oysa o kavram,soylu ve güçlü bir kavramdır.Kişinin kendini iyileştirmesini,daha iyi hale gelmek için çaba göstermesini,iyi bir amaç için mücadele etmesini temsil etmektedir.Kapsamı açısından,Tennyson'cudur: uğraşmak,araştırmak,teslim olmamak demektir.
Akbar S.Ahmed- Batı medyası "uzaklardaki" uygarlıkları kalıplar halinde göstermektedir.İslamiyetin marjinalize edilmesi ve küçümsenmesi sürmektedir.CNN yayınının yüz saatlik bir dilimi içinde İslamiyete belki on dakika ayrılmakta,onda da Müslümanlar ya kitapları yakarken ya da tehditkâr bir kalabalık halinde öfkelerini sergilerken gösterilmektedir.
Reklam
Aleksandr Solzhenitsyn: Çoğumuz yirminci yüzyılı bir mantığın yükseleceği yüzyıl olarak karşılamıştık,getireceği yamyamca dehşeti hiç kimse beklememişti.Yaklaşan totalitarizmi galiba bir tek Dostoyevski öngörebildi.Yirminci yüzyıl insanoğlunda maneviyat açısından bir büyümeye tanık olmadı.Buna karşılık,daha önce eşine rastlanmamış çapta kan döküldü,kültür kesin bir düşüş gösterdi,insan maneviyatı geri gitti.
Aleksandr Solzhenitsyn: Dünyasal sosyalizm-komünizm ideali çökmüş olmakla birlikte,onun çözmek üzere ortaya çıktığı sorunlar yine karşımızdadır: Sosyal avantajların ölçüsüz kullanımı,paranın oransız gücü gibi sorunlar,çoğu zaman olayların akışını etkilemiştir.Eğer yirminci yüzyılın getirdiğı küresel dersler,bize tedavi edici bir aşı olamazsa,o zaman o dev kızıl fırtına tümüyle bir kere daha tekrarlanabilir.
Aleksandr Solzhenitsyn: Bugünkü manevi çaresizliğimizi,entelektüel dağınıklığımızı en belirgin biçimde ortaya koyan şey de,ölüm karşısındaki o net ve sakin tutumumuzu kaybetmemizdir.Çağdaş insanın rahatı ne kadar yerindeyse,ruhundaki o dondurucu ölüm korkusu da o kadar derin yaralar açmaktadır.
Aleksandr Solzhenitsyn: Maddesel çıkarları peşinde koşmaktan tükenen insanlar,ancak korkunç bir yalnızlık bulabilmektedir.(varoluşçuluk çığlıklarının yükselmesi de buradan kaynaklanmıştır) Kendimizi "İlerleme"nin mekanik akışı içinde kaybetmememiz gerekir.İnsan ruhu adına onu zaptu rapta almak zorundayız."İlerleme"nin elinde oyuncak olamayız.Onun gücünü,iyiliklerin devamı için kullanıp,o doğrultuda yönlendirmeliyiz.
Reklam
Aleksandr Solzhenitsyn: Tüm umutların bilime,teknolojiye,ekonomik büyümeye bağlanması mümkün değildir.Teknolojik uygarlığın zaferi aynı zamanda içimize bir manevî güvencesizlik tohumu da ekmiştir.Onun armağanları bizi hem zenginleştirmekte,hem de kendine köle etmektedir.Her şey çıkarlarla ilgilidir-çıkarlarımızı ihmal edemeyiz- her şey maddesel varlıklar uğrunadır; ama içimizden bir ses de bize,saf,yüce,kırılgan bir şeyi kaybettiğimizi fısıldamaktadır.Amacı göremez olmuşuzdur. Kabul edelim; yalnız kendimizin duyabileceği küçük bir fısıltıyla bile olsa,itiraf edelim: Hayatı böyle çılgın bir hızla yaşarken,ne uğruna yaşıyoruz biz?
Aleksandr Solzhenitsyn: İsteklerimizin sınırsız büyümesine izin verdik,şimdi de onları nereye yönelteceğimiz konusunda kararsızız.Ticari şirketlerin yardımıyla,yeni ve daha yeni istekler de yaratılmakta,bunların bazıları da son derece yapay şeyler olmaktadır; biz de kitle halinde onların peşinden koşmakta,fakat hiçbir tatmin bulamamaktayız.Asla da bulamayacağız.
Aleksandr Solzhenitsyn: İnsan doğası bize vaat edildiği gibi "İlerleme"yle yumuşamamıştır.Bizim tek unuttuğumuz,insan ruhudur.
Aleksandr Solzhenitsyn: "İlerleme"nin,bizim gezegenimizdeki sınırlı kaynaklarla olamayacağıdır:Doğanın fethedilmekten çok desteklenmeye ihtiyacı vardır.Biz ise,bize tahsis edilen çevreyi başarıyla yiyip bitirmekten başka bir şey yapmıyoruz.
Aleksandr Solzhenitsyn: Eğer devlet,parti ve sosyal politika,ahlakî ilkelere dayanmayacaksa, o zaman insanoğlunun geleceği diye bir şey kalmaz.Bunun tersi de doğrudur.Eğer bir devletin politikası ya da bir bireyin davranışı,ahlakî pusulayla yönlendiriliyorsa,ortaya yalnız en insancıl değil,uzun vadede kişinin kendi geleceği için en tedbirli davranış biçimi çıkmış olur.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.