Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazır Şentürk

Nazır ŞentürkBabıâli ve Sadrazamları yazarı
Yazar
Derleyen
0.0/10
0 Kişi
12
Okunma
1
Beğeni
397
Görüntülenme

Hakkında

Nazır Şentürk 1948’de Ardahan’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kırşehir’de, üniversiteyi Ankara’da okudu. Kırşehir Valiliği’nde görevliyken yerel gazetelere röportajlar yazdı. 1984’te Anadolu Basınını Özendirme Yarışması’nda, “Boyayan Eller, Büyüyen Eller” röportajı Türkiye ikinciliği, “Pazarcı Analar” röportajı mansiyon ödülü aldı. 1997’de İstanbul Valiliği İl Basın ve Halkla İlişkiler müdürlüğüne atandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organı Bizim Gazete’de “İstanbul’dan İnsan Öyküleri”ni yazmakta olan Şentürk, öykülerini bir kitapta topladı. Araştırma çalışmalarını da sürdüren Nazır Şentürk, gazeteci Köksal Çiftçi’yle birlikte Cumhuriyet’in 75. Yılı Anısına Fotoğraflarla Nutuk’tan Cumhuriyet ve Kuruluştan Kurtuluşa Ansiklopedik, Belgesel, Fotoğraflı Nutuk adlı kitapları yayımladı. "Dalda Uyuyan Serç"e adlı öykü kitabı 2003'te çıktı; "Kırmızı Karıncanın Anıları" isimli çocuk kitabı UNICEF 2005 Emek Ödülü’nü aldı. 2010 Ümit Kaftancıoğlu öykü yarışmasında “Zurnacı” isimli öyküsüyle üçüncülük ödülünü aldı.
Unvan:
Türk Yazar
Doğum:
Ardahan, Türkiye, 1948

Okurlar

1 okur beğendi.
12 okur okudu.
5 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
çok komikmiş
Dengesizliği aşikâr olan III. Osman'ın kadın görmeye tahammülü yoktu. Bu sebepten ayak sesini duyan kadınlar kaçsınlar diye gürültü çıkaran kunduralarla yürürdü.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Babıâli, "yüksek kapı", "yüce kapı" anlamına gelir. Bu deyim, Osmanlı döneminin en büyük rütbesi olan "sadaret" makamı için kullanılmıştır. Kapı kavramı İstanbul şehrinde, Roma, Bizans çağında, hatta daha önce Pers işgallerinde de iktidar gücünün simgesi olarak kullanılmıştır.
Veziriazam ölünce, malı mülkü müsadere edilirdi. Azli halinde de aynı usule başvurulurdu. Böylelikle, sadareti sırasında edindiği mallar ailesine geçmezdi.
Müftü dışında tüm kamu görevlileri, makamlarına veziriazamca atanırlardı. Bunlara veziriazamın huzurunda, rütbelerine göre, kaftan ya da samur kürk giydirilirdi. Sadece veziriazam ve müftü, sultan tarafından tayin edilir ve ömür boyu görevlerinde kalacakları varsayılırdı.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok