Necmeddin Et- Tarsûsi

Tuhfetü't - Türk yazarı
Yazar
9.5/10
2 Kişi
9
Okunma
1
Beğeni
383
Görüntülenme

Hakkında

XIV. asır ulemasından Necmeddin et-Tarsûsî (ö. 1357) iyi bir tahsil görmüş ve yaşadığı bölgede “Şam Hanefilerinin Şeyhi” unvanıyla anılmıştır. İlmiyede en yüksek pâyelerden biri olan kâdı’l-kudatlık vazifesini ifa eden ve çeşitli eserleri bulunan Tarsûsî, siyasetname tarzında Tuhtefü’t-Türk Fî Mâ Yecibu Yu'mele Fi'l-Mülk adlı bir eser kaleme almıştır.
Tam adı:
Necmeddin Ebû İshak Et- Tarsûsi

Okurlar

1 okur beğendi.
9 okur okudu.
1 okur okuyor.
7 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yakîn olan şey şüphe ile terkedilemez.
Sayfa 140 - On ikinci bölümKitabı okudu
Muhammed b. Hasan(r.a.) şöyle demiştir: “Müslümanlardan bir kişinin müşrik iki kişiden kaçması hoşuma gitmez. Üç veya daha fazlasından kaçmasında bir beis yoktur. İlk dönemlerde, Resûlullah (s.a.v.) zamanında bir Müslümana kaçmak helal değildi. Onlarla savaşma konusunda sebat etme sorumluluğu vardı. Daha sonra aziz ve celil olan Allah ‘Şimdi ise Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bilmektedir’ şeklindeki buyruğuyla bunu hafifletti.” Allah size merhamet etsin. Şunu bilin ki, Müslümanların sayısı on iki bin veya daha fazla olur ise kâfirlerin sayısı bundan kat kat çok olsa bile kaçmaları helal değildir. Zira Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ordu on iki bine ulaşırsa mağlup olmaz.” Bu, söz birliğinin olduğu durumlar içindir. Ama farklılıklar söz konusu ise tâkat şartı ile beraber bire iki oranına itibar edilir.
Sayfa 136 - Savaştan Kaçma HakkındadırKitabı okudu
Reklam
Akli ve dini açılardan eksiği olan kişinin faziletinin çokluğu aldatıcı olmasın! Bu durumda sultan için prensip, fazileti tam olmasa da dindar ve daha akıllı olana itibar etmektir. Zira dindarlık kişiyi câiz olmayan şeylerden ve bilmediği hususlarda hüküm vermekten alıkoyar. Hâlbuki dindarlığı eksik olduğu halde bilgili olan kişi için bu durum geçerli değildir. Bu kişiler tedirginliğe sevkeder. Bu sebeple ashabımız “dindar ve daha bilgili iki kişi bir araya gelirse dindar olan öncelenir” görüşündedirler.
Eğer kâdı Hanbelî ise sultanın kâdıya göreviyle ilgili şunları söylemesi gerekir: Kâdı itikadî konularda Hanbelîlere nispet edilen şeylerden uzak durmalı ve ondan teberrî etmelidir. İtikadî olarak Tahâvî’nin [ö.933] görüşlerine inanıp buna zıt görüşlere itibar etmez. Hanbelîlerin şeyhi İbn Teymiyye’nin [ö.1328] itikadını sorgulamak için kurulan mecliste kendisine “Akîden nedir?” diye sorulduğunda “Tahâvî’nin inandıklarına inanıyorum” diyerek kurtulmuştu.
Sayfa 64 - *Burada İtikadda Hanbelîlere nispet edilen derken Hanbelîlere isnadı sağlam olmayan ve İbni Teymiyye merkezli demek istenmiştir.Kitabı okudu
Müfettiş Atamaları
Sultanın bu göreve iffetli olup zâlim ve hain olmayan, insanların ahvalinden bîhaber olmayan, az ile yetinen, zulüm ve nefretten uzak olan, heybet ve nezaket sahibi, başkalarının malına el sürmesini engelleyecek kadar çok malı olan birisini tayin etmesi gerekir.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok