Gizemlerle, sırlarla, efsane ve doğaüstü olaylar iceren bir kitap yorumu ile sizlerleyim. Yazarın anlatımı muhteşem okurken hikayeyi yaşıyorsunuz . Bibury köyü insanları ve doğası ve günümüzde Sardunya sokak ve cana yakın esnaf, komşuluk ve yardımlaşma. Kısacası betimleme ve tasvirlere hayran kaldım. Hele ki efsanevi aşkı anlatımını ..artık onuda siz tahmin edersiniz.
Kurgu hikayemiz 1860 İngiltere'si ve günümüz Türkiye'sinde yaşanıyor. Bıbury köyünün sevilen kızı güzeller güzeli kızıl saçlı, çilli, sifaci ve yardımsever Charlotte'nin yağmurlu bir günde kapısında beliren esrarengiz yaralı adama yardım edip aşık olmasıyla Charlotte ve Arthur hikaye başlar.
Günümüzün Turkiye'sinde hayatını resim yaparak ve bitkisel otlarlara merakı olan, ailesi tarafından dışlanmış Ferah'ın evinin karşına açılan restoran sahibi Aren ile tanışmasiyla hayatı tamamen farklı bir yön alır. Aren ondan bir tablo yapmasını ister. Kısaca anlatır, istem dışı yaptığı tablo Aren'i şaşırtır.Tablodaki kişi Charlotte dır.
Ferah'in, kağıtçı Yusuf ile arkadaşlığı onun için yaptığı tablolar ve zor şartlarda okumak isteyen öğrencilere yardım çabaları kitaba ayrı bir güzellik katmış.
Kısaca Reenkarnasyon olayı gibi yıllar önce yarım kalan bir âşk, yıllar sonra başka bedenlerde vücut bulmasının hikayesi. Ben beğendim kesinlikle gözüm kapalı tavsiye edebileceğim bir kitap.
Kitaplı günler..