Siyasal Iktidar ve Toplumsal Sınıflar adlı çalışmasında Poulantzas kapitalist devlet modelinin derinlemesine bir topoğrafyasını çıkarıyor adeta bir hastanın röntgen filmini çekerek onu ifşa ediyor.Bunu yaparken özellikle Marx Engels Lenin ve Gramsciden sık sık destek alsa da önemli ölçüde kimi noktalarda ozellikle bu isimlerin karşısında buluyoruz Poulantzas'ı.Kitapta ozellikle sınıfsal celiskilerin derinlemesine modern bir analizinin olması kitabı Turkiye Solunda neden fazlaca tanınmadığının saģlamasını gozler önüne seriyor adeta.Kitabın sol bölümündeki bürokrasi sorununun sınifsal analizi cidden takdire şayan olsa da Sscb deki burokrasi sorununa pek fazla yanaşmak istemediğini bu nedenle burokrasi sorununu pek de iç açıcı aydınlatamadıgı göze çarpıyor .Kitapta en orijinal bölüm dünyada hiçbir zaman tipik bir burjuva devriminin gerçeklesmediğini savunduğu bölüm diye düşunüyorum.Bu dunya sol geleneğinde cok fazla irdelenen bir konu olmadıği gibi genelde aksi analizler de söz konusudur.
Son tahlilde Poulantzas incelemeye değer bu çalışmasinda ciddi noktalara değinmiş modern kapitalist devlet analizini sunması açısından gayet işlevsel bir çalışma yaratmış olduğu kanaatindeyim.Konuya merakı olanlar muhakkak Poulantzas'a başvurmalı.
Faşizm ve Diktatörlük ; Eğer bu kitabı okumak isterseniz öncelikle kavramlarla aranız iyi olmalı aksi taktirde içi boş bir okuma olur. Proleterya ile kapitalizm, küçük burjuvazi ile faşizm arasındaki farkları ortaya koyan ve işçi sınıfının nasıl da bunların karşısında yenilgiye uğradığını özetleyen güzel bir kitap.
küçük burjuvazi, kendi harcını oluşturan ideolojiden, kelimenin tam anlamıyla beslenmektedir. Özellikle faşizm durumunda, bu sınıf, faşizmin başlıca «iktisadi» kurbanlarından biri olmuştur: elindekiler sonuna kadar alınmış olduğu
halde, yine de ideolojik nedenlerle, faşizmi kitle halinde sonuna kadar tek destekleyen o olmuştur. Bu durum Komintern'in bu konudaki yanılgısının önemini göstermektedir. Komintern kendi iççelişkileri nedeniyle veya küçük burjuva kitlelerin, faşizmin, kendi çıkarlarına
zarar getirdiğini görmelerinden sonra, ondan yüz çevirmeleri sonucunda, faşizmin yakında çökmesini beklemekteydi