1901'de St. Petersburg'da doğdu. Gençlik yıllarında Avrupa'ya göç eden yazar, devrim sonrası Avrupa'sında Rus göçmeni sanatçıların yazgısını paylaştı. 25 yıl Fransa'da yaşadıktan sonra 1950'de kendini daha uzak bir ülkeye, ABD'ye sürgün etti ve Amerikan vatandaşlığına geçti. Uzun yıllar Princeton'da yaşayan ve Princeton Üniversitesi'nde Rus edebiyatı dersleri veren Berberova 1993'te öldü.
Günaydın. Olan biteni hatırlamak mühimdir fakat geçmişe saplandı mı insan, ne fena. Nina Berberova, "Geçmiş; bana şimdiyi yaşatmadan kaçıp gitmiş, önümde karanlık, bomboş bir gelecek bırakmıştı." der. Önümüze bakmak gerek sevgili okur. Yaşanacak bir ömür. Var olun.
Günaydın. Olan biteni hatırlamak mühimdir fakat geçmişe saplandı mı insan, ne fena. Nina Berberova, "Geçmiş; bana şimdiyi yaşatmadan kaçıp gitmiş, önümde karanlık, bomboş bir gelecek bırakmıştı." der. Önümüze bakmak gerek sevgili okur. Yaşanacak bir ömür. Var olun.
"Ötekiyle ilişki beni sorguya çeker, beni kendimden boşaltır ve sonu gelmeyen bir biçimde boşaltır, bana hep yeni kaynaklar gösterir. Bu kadar zengin olduğumu bilmiyordum, fakat artık hiçbir şeyi kendime saklamaya hakkım yok"
Kitabın tanıtım yazısında, eserin bir kıskançlık öyküsü olduğundan bahsediyor ama bana daha farklı şeyler
Menajerimi Ara dizisinde gördüğüm ve çok merak ederek aldığım Eşlikçi Kız kitabı gerçekten mükemmel bir kitap. Herkese okumasını tavsiye ederim.
.
Bu arada kitaplarla alaklı alıntılarıma ve yorumlarıma instagram hesabımdaki rehberler kısmından bakabilirsiniz: instagram.com/bsranuryldiz?ig...
.
.
#rusmodernleri #uzunöykü #kıskançlık #opera #edebiyat #modernklasikler
Eşlikçi KızNina Berberova · Can Yayınları · 2019318 okunma
Hiçbir kitap için bu ifadeyi kullanmak istemem, emeğe gerçekten büyük bir saygı duyuyorum ama bu kitaptan hiçbir fayda göremedim. Niye yazıldığını anlayabilmiş değilim. Gereksiz bir kitap. Heyecan yok, aksiyon yok, verilmek istenen bir mesaj fikrimce yok.
Rus asıllı Astaçev adında bir adam Paris'te yaşamaya başlar. Sigortacılık yaparak hayatını sürdürür. Bir "ıssız adam" versiyonudur, kızın birisini üzer, kız kendini öldürür, adam hafiflemiş hissederek tüm vicdansızlığıyla yolda yürür ve kitap biter. Bu kitap nasıl "The Literary Review"dan çeviri roman ödülü almış, aklım almıyor.
"Dostoyevski'ye özgü ruhsal bir yeraltından çıkan, metafizik boyutları içinde yüce ve acımasız yaşamı simgeleyen bu başyapıt.." ifadesi-ki bu ifadeye aldanarak kitabı almıştım-bile kitabın kendisinden daha edebi. Üslup basit, birçok dilbilgisi ve imla hatası var, konular arasında daldan dala atlamalar var. Bari bir anı ya da bir yaşanmışlığı, bir duyguyu azıcık da olsa irdeleseymiş. Çocuk kitapları gibi, şu oldu bu oldu diye yazmasaymış. Dostoyevski'ye özgü bir şeyler barındırsaymış içinde.
Kısaca, tavsiye etmiyorum.