Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Norman Spinrad

Norman SpinradDruid Krallığı yazarı
Yazar
8.3/10
3 Kişi
18
Okunma
1
Beğeni
1.013
Görüntülenme

Norman Spinrad Sözleri ve Alıntıları

Norman Spinrad sözleri ve alıntılarını, Norman Spinrad kitap alıntılarını, Norman Spinrad en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beyaz cüppeleri, ait oldukları kabilenin renkleriyle bezeli druidler, reislerinin önünden usul usul geçerek açık alanda yan yana dizilmeye başlamışlardı.
Belli belirsiz seçilen ay, altın sarısı güneşin çaprazına doğru yol alıyordu. Gökyüzü koyu maviye dönmeye başlamıştı.
Reklam
Bu uçsuz bucaksız meşe ormanlarının derinliklerinde yabani bitkilerle örülü çalılar, mantarlar ve yosun tutan kayalarla çevrelenmiş boş, açık bir alan bulunuyordu.
Biraz MOLA
Bu Vercingetorix için, babası Keltill ile ailesine ait çiftlik evinden güneşli bir öğleden sonra çıktıkları günden bu yana yaşadığı en güzel gündü. Babasının Arvernilerin reisi ilan edilişinin şerefine düzenlenen şölen yemeğiydi.
Ay da sanki bu komutu duymuş gibi midesine indirdiği aydınlığı adeta kusmaya başlamıştı. Gökyüzü yeniden pembe ve altın sarısının her tonunu barındıran olağanüstü bir mehtapla aydınlanıyordu. Orman da uykusundan uyanıyor, masmavi gökyüzünde ışıl ışıl parlayan güneş, yeşil örtünün üzerinde yükseliyordu. Druidlerin seremonisi bir kez daha yerini bulmuştu. Ya da öyle görünüyordu.
Baş Druid’in çevresinde bir halka oluşturmuş, sükünetle bekliyorlardı. Guttuatr asasını yeniden göğe kaldırmıştı; hiç kimse ne kıpırdıyor ne de tek bir kelime ediyordu.
Reklam
Teutonlar doğu steplerinden geldikleri gibi kalsalar da, onlara nazaran Galyalılar medeniyetle daha haşır neşir olmuştu. Tarım yapmayı, madenciliği ve madeni eritmeyi öğrenmişlerdi. Çoğu usta birer demirciydi ve en az Roma’dakiler kadar iyi mücevher yapıyorlardı. Neredeyse hiç kimsenin üretemediği renklerde kumaşlar üretebiliyor, kaba saba ama kullanışlı yollar inşa edip hatta küçük çaplı ilkel şehirler kurabiliyorlardı. Öyle ki aralarında Yunan alfabesinden esinlenip kendi dillerini kullanarak okuma yazmayı öğrenenler bile vardı.
Keltill, tebaası tarafından sevilen hatta tapılan bir liderdi. Keltill, yüzünde kocaman bir gülümseme ve şapırdamasına engel olamadığı dudaklarıyla bira taşıyan arabacıya seğirtmişti. El arabasını süren kel ve tıknaz biracı, Keltill’in gözlerindeki hevesli pırıltıyı yakalayınca iki farklı fıçıdan, iki tası ağzına dek köpüklü birayla dolduruvermişti.
Ay, ağzını sonuna dek açmış bir canavar gibi altın sarısı güneşi ağzının içine atıp çiğnemeye başlamıştı. Güneşi birazdan tamamen mideye indirecekti.
Teutonlar doğu steplerinden geldikleri gibi kalsalar da, onlara nazaran Galyalılar medeniyetle daha haşır neşir olmuştu. Tarım yapmayı, madenciliği ve madeni eritmeyi öğrenmişlerdi. Çoğu usta birer demirciydi ve en az Roma’dakiler kadar iyi mücevher yapıyorlardı. Neredeyse hiç kimsenin üretemediği renklerde kumaşlar üretebiliyor, kaba saba ama kullanışlı yollar inşa edip hatta küçük çaplı ilkel şehirler kurabiliyorlardı. Öyle ki aralarında Yunan alfabesinden esinlenip kendi dillerini kullanarak okuma yazmayı öğrenenler bile vardı.
Reklam
Değişen zamana ayak uyduramayanlar değişimin altında ezileceklerdir.
Yarım düzine kızarmış yaban domuzu ve bir o kadar da yağları harlı ateşe damlayan kuzu, havayı leziz bir duman ve is kokusuna boğuyordu. Genç erkekler buharı tüten ekmek somunlarını fırının içinden yassı küreklerle çekip, ılımaları için bir kenara diziyorlardı. Köylüler ise küfelerini tepeleme kırmızı elma, beyaz turp ve henüz toplanmış taze sebzelerle doldurmuşlardı. Ozanlar da hem harplarını konuşturuyor hem de hizmetlilerin eşlik ettiği bir şarkıyı söylüyorlardı.
Eğer onlar için uygun bir yönetim sistemi oturtulabilirse, pekâlâ medeniyete de uyum sağlayabilirlerdi. Aslında kendi başlarına çoktan Roma’nın yönetim şeklini kopyalamışlardı. Kabile reisleri henüz Roma’daki gibi konsül olarak adlandırılmasalar da kabile konseyleri tarafından seçilerek belli süreler için iş başına getiriliyorlardı. Hatta bu konseylerden birkaçı kendilerine senato demeye başlamıştı.
Guttuatr tacı kendi başına taktı. "Şimdi ben kral oldum mu?" diye sordu. Sonra da tacı kendi başından çıkartıp Vercingetorix'in başına geçirdi. "Sende bir kral değilsin." Tacı Vercingetorix'in başından da çıkararak cüppesinin altına soktu. "Sihir bir nesne değildir. Bir taç bir adamı kral yapmaz."
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.