(...)
kazandıklarına inandıkça kaybedip, bildiklerine emin oldukları anda aniden açığa çıkan cehaletlerinin zehriyle çürürler ve salgından değil inançtan ölürler.
Sevginin inançtan daha güçlü olması özgürleştirmesinden kaynaklıdır. İnançlar bizi üzer, çürütür ve yıkarlar. Sevgi ise güçlü kılar. inanç ister, sevgi sunar. Adanmak beklenti olmadığında tatmin eder.
Her inanç bir körleşmedir. Her düşünce kendi gerçeği yaratır ama hakikatten uzaklaştırır. İnançlar beklentiler yaratır ve karşılanmayan beklentiler hayal kırıklığının puslu girdaplarını öfkenin koyu bencilliğiyle boyarlar. Beklentiler büyüdükçe hayal kırıklığı da büyür. İnançlar keskinleştikçe beklentiler de büyür. Korku büyüdükçe inançlar da büyür. Bir gün hepsi çöker ve her şeyin dev bir korkunun yönettiği komik ama eğlencesiz bir oyundan ibaret olduğu anlaşılır. Korkudan kaçmak için inanca tutunan, beklentilere kaptıran ve sonunda hayal kırıklığının yıkım dalgalarıyla bir anda çöken insanoğlu en acınası varlıktır o an. Tüm seçimlerinin baştan beri zorunluluklar olduğunu anlar ve isyan eder. inanmış ve kaybetmiştir.