" Ve ufuktaki Güneş batmaktaydı. Fakat Güneş batmalıydı ki yeniden doğsun."
Herkese selaaamm. Bugün üçüncü incelemem ile sizinleyim.
Sıcak, samimi bir dille ifade edilmiş harika bir roman...
Kitap benim için çok akıcı ve etkileyiciydi. Elime alır almaz dört yada beş günde bitirdiğim bir kitap oldu. Kitabın bazı bölümleri yüzüme tebessüm olarak yansırken bazı bölümlerinde ki dramı ve hüznü de ona eşlik etti. Kitapta bazı eksiklikler olsa da genel olarak vay be dedirtti. Umarım daha çok kişi okur ve hissiyatı yakalayabilir.
Kitabın sonunu merak ederler bence kitabı alıp okumalı ve öyle öğrenmeli diyorum ve kitaptan alıntı paylaşarak bitiriyorum.
Ey karanlıkları, Nuruyla aydınlatan!
Fecri bekleyenlerin ruhu, hep böyle
Karanlıkta mı kalacak!
Bizi bu nefis kitapla buluşturduğunuz için sonsuz teşekkürler.
“…
— Serhat’ım, yine hüzünden gemiler yapmış, denize açılmışsın..
— Efendim, ruhum tesbih taneleri gibi kopuk, dağınık, ruhumda nasır tutmuş acılarım var..
…”
S/126
Sılanın mesafelerle değil yaşamlarla arandığı bir gurbet hikayesi ve parçalanmış bir ailenin dramı..
Nice duyguların en çok da acının neredeyse dokunulacak kadar yakın sesleri..
Serhat ve ailesinin hayatını anlatan Diyarbakır’dan Antalya’ya uzanan gerçek bir hayat hikayesi. Fakir bir aile olmalarına rağmen hastalıklı ve alkolik bir babanın ailesini yaşattığı zorlukları anlatan, bazen de hepimizin gündelik yaşamında uygulaması gereken öğütler veren bir kitap.
Yaşadığı zorluklar karşısında hayatına yeni bir yön vermek isteyen Serhat’ ın karşısına çıkan bilgili ve iyi niyetli insanlar… Peki, ya bu insanlarla karşılaşmasa onu nasıl bir hayat beklerdi?
Serhat ve babası Rıza’nın hikayesini mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Bu kitapla beni tanıştıran değerli kitap dostuma teşekkür ederim.
Bir teşekkürde yazarımız Ömer Aslanhan için. Hikayenin devamını da kısa zamanda bekliyoruz.