Osmanlı padişahları devletin temelini ve idaresini çok güzel kurdular. ...
Osmanlı devleti dünyanın en güçlü devleti idi. Bu gücü hicbir milleti sömürmeyişinden ve halka iyi davranmasından geliyordu...
Osman Gâzi, vefatından önce oğluna bazı nasihatlerde bulunmuştur.
“Oğlum! Önce din işlerine dikkat et. İtikadı bozuk ve tecrübesiz kişilere iş verme. Allah’tan korkmayan, kuldan hiç korkmaz. Kimseye zulmetme...”
Sultan İkinci Abdülhamid Han'in emriyle Medine-i Münevvere'ye yaklaşılmasından itibaren Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin ruhaniyetinin rahatsız olmaması için çelik yerine ağaç traversler kullanılmış ve rayların altına gürültüyü önlemek için keçe döşenmiştir.
Fetret Devri(1402-1413)
Fetret Devri denilen karışıklık devri, Yıldırım Bâyezîd’in esir düşmesiyle başlayan ve vefâtı neticesinde oğullarının birbiriyle saltanat mücadelesine giriştiği bir devirdir.
Bilir Osman Gâzi himmetini;
Rasul'ün virdi ol ak ra'yetini.
Dâhi ol seyf-i Osman bin Affan;
Mısır'dan ona göndermiş sultan;
Nakkâre tabl u kûs u sunc u sûrnây;
Bile mehterleri kim rûh-efzây.
Yahudiler milyonların saklasınlar,benim devletim parçalandığı zaman onlar,Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler fakat,yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir,ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına asla müsaade edemem.
Üçüncü Mustafa Han, Rus harbinin verdiği üzüntüden vefat etmişti. Padişahların bu hassasiyetine karşılık sonraki asırlarda, koskoca ülkelerin kaybından mesul olan bazı devlet adamlarının, kılı bile kıpırdamamıştı.
Lâyık olursa cihânda bana taht-ı şevket,
Eylemek mahz-ı safâdır bana nâsa hizmet...
(Bana bu dünyada padişahlık nasip olursa, insanlara hizmet etmek benim için büyük bir saadettir)
Siz bizim donanmamızı yok etmekle sakalımızı tıraş ettiniz. Ama biz Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. Tıraş edilen sakal daha gür çıkar. Ama kesilen kol yerine gelmez.
Çelebi Mehmet ilk defa Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’ye yardım göndermeye başladı. Bu yardımların gönderilmesi için vazifelendirilen ve tertip edilen kâfilelere
“Surre Alayı” denildi.