Dikkat spoiler içerir.
Gazeteci Ahmet Kerim, bir gün beraber çalıştığı başkomiser Çetin Akın'dan bir telefon alır. Samsun'a tayini çıkan başkomiser, Bafra civarındaki Kızılırmak deltasında 15 gün içerisinde olan 3 tane ölümün şüpheli olduğunu düşünmektedir. Bir avcı, bir balıkçı ve bir kuş bilimci ölü bulunmuştur. Genelde de Kaan adlı
Seni Hiç Aldatmadım
Kitabın akışı çok güzel hikayesiyle ve akıcılığıyla insanı sürükleyip götürüyor.1.5 günde kitabı hemen bitirdim o derece güzel ve değişik bir konusu var. Okurken sonra ne olucak acaba diye merak ederek okuyor insan.Beni hiç sıkmadı kısacası Herkese tavsiye ederim.
Atatürk tarafından maden mühendisliği okumak üzere Almanya'ya gönderilen, beşi de başarılı birer lise öğrencisi...Tükiye'ye döndüklerinde çeşitli fakültelerin kuruluş kadrosunda yer alacak olan bu gençlerin, II. Dünya Savaşı öncesi Nazi Almanyası'nda yaşadıkları, bir belgesel oluşturacak kadar ilginçtir.
"İnsanlar korkak ve cesur olmadıkça, yasaları bilmedikçe, haklarını aramadıkça, cahil oldukça bu tür adamlar her zaman var olacaktır. Biri gider biri gelir."
Okuduğum ilk Önay Yılmaz kitabı, beni yazarın diğer eserlerini okumaya çağırıyor.
Basit, ve biraz da çabuk anlatılıyor hissi veren bu hikâyeler ilk başta emin olamasam da son hikâyelerde beni yazarın konusuna ve diline hakimiyeti konusunda ikna etti. Aslında yazarın yaptığı şey, ilgi çekici konular, karakterler yaratabilmek ve bunları ülkemiz polisiyesine dahil edecek hikâyelere dönüştürmek. Bence bu kitap da bu hedefin başarıldığını gösteren güzel örneklerle dolu. Polisiye okurken edebi beklentilerim fazla yüksek değil elbette, bunun tam tersi örnekler var, ve arada denk geliyorum ama, Önay Yılmaz'ın gezindiği yerler daha başka yerler. Oralarda da dolaşmak güzel. Ben en azından bir süre daha buralardayım, oralardayım.
Kitapta en beğendiğim hikâyeler Doğuştan Katil ve Dut Reçeli oldu.