I. Dünya Savaşı sonrası tesis edilen Yugoslavya'yı oluşturan unsurlardan olan Boşnaklar Soğuk Savaş sonrasında Yugoslavya'nın dağılmasıyla Hırvat ve Slovenleri takiben bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eski Yugoslavya'nın bel kemiğini oluşturan Sırbistan güç kullanmasına rağmen Hırvatları ve Slovenleri bu kararlarından vazgeçirememişti. Bunun üzerine Boşnaklar üzerinde bir baskı ve katliam süreci başladı. 1993'te Sırp General Ratko Mladiç'in liderliğinde girişilen Srebrenitsa Katliamı yedi binden fazla sivilin öldürülmesiyle sonuçlandı. Batılı devletlerin geç gelen müdahalesi sonrasında Aralık 1995'te Bosna toprakları Boşnak, Hırvat ve Sırp Federasyonu olarak yeniden örgütlendi. Yüz binden fazla insan bu süreçte hayatını kaybederken, milyonlarca boşnakta ya evsiz kaldı ya da mülteci durumuna düştü.
On altıncı yüzyıl astronomide büyük keşifler çağıdır. Bu çağın habercisi olan Kepler, evrenin merkezinde Dünya'nın değil Güneş'in olduğunu iddia ederek büyük bir adım atmıştı. Ancak
Giordano Bruno'nun tezi daha radikaldi. Ona göre tek bir evren değil, pek çok evren vardı. Uzay sınırsızdı. Güneş sadece bizim parçası olduğumuz evrenin merkeziydi.
Bruno belki de görüşlerine gelecek tepkileri hesap ederek bu iddiasının Tanrı'yı daha da yücelttiğini, zira uzayda Tanrı tarafından yaratılan tek bir sistemin değil pek çok sistemin olduğunu söyledi. Ancak yine de kilisenin biricikliği tezi havada kalıyordu. Zira kilise Tanrı'nın oğlu olan ve insanlığın tüm günahlarını yüklendikten sonra göğe yükselen Hz. İsa'nın vekili olan bir kurumdu. Evrende başka sistemler varsa, başka insanlar ve başka İsalar da olabilirdi. Bruno küfür olarak kabul edilen fikirlerini reddetmeye zorlandı, kabul etmedi. Engizisyon tarafından yargılandıktan sonra bir kazığa bağlanarak 1600'de yakıldı.
Toplum olarak genelde zenginliklerini ve değerlerini kaybettikten sonra hayıflanmayı çok seven fakat bu değerlere sahipken korumak, özümsemek için pek de istekli olmayan bir yapımız var.