1924 yılında Erzurum'da doğan Orhan Ural, İstanbul Erkek Lisesi'ni ve 1947'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliğini Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nden emekli olarak 1975'te sona erdirdi.
Söyleşideki uçucu güzelliği yazıya dönüştürmek herkesin harcı değil. Yazmak, bir sorumluluk, disiplin ve dikkat gerektiriyor. Sabırla sözcükleri seçmek, yinelemelere düşmeden bir örgü bütünlüğünü yaratabilmek, hiçbir dönemde sanıldığı kadar kolay olmadı.
Bize gam yutturdu sahbâ-yı hicrân
Bilmem bu ayrılık gider mi böyle
Ben mi tedbirimde eyledim noksan
Yoksa tecellâ-yı kader mi böyle
Aksine çevirdi devrânım felek
Hep hebâya gitti çektiğim emek
Sevdâ çöllerinde Leylâ diyerek
Mecnun da ben gibi gezer mi böyle
Emrah bu ellerde kılmaz karârı
Dâme düşmeyince can mürg-i zârı
Ben canımdan aziz severdim yârı
Yâr da beni acep sever mi böyle
Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Banaz köyünde doğduğu tahmin edilmektedir. “O ruh girdi bana Haydar dost dedi / Yaradandan nasîbini istedi” mısralarından asıl adının Haydar olduğu anlaşılmaktadır. Şair soyunun Horasan’ın Hoy kasabasından geldiğini, “Benim aslım Horasan’dan Hoy’dandır” mısraında belirtir. Ataları muhtemelen Horasan’dan Hoy’a, oradan da Sivas’a göç etmiştir. Şiirlerinde genellikle Pîr Sultan mahlasını kullanmışsa da Pîr Sultan Abdal diye tanınmıştır.
Pir Sultan AbdalOrhan Ural · Türk Dil Kurumu Yayınları · 19828 okunma
Pir Sultan Abdal (Haydar)'ın hayatı; çocukluğundan başlayıp dergaha girişi, sefere katılışı, seferden dönüşünde Sivas dergahında Şeyhlik postuna oturuşu, halka zulüm eden Hızır Paşa'ya karşı mücadelesi ve idamı bir roman havasında ancak sönük ve kısa ifadelerle anlatılıyor.
Orhan ural
Gölgede kalan yıllar
Devrimi düşleyen fakat olması için hiç bir şey yapmayan 1970 li yılların insanlarından
Ahmet,ferda,şadan,ayten,leyla ve nesrinin öyküsü anlatılan.
1990 yılında cem yayınevinden çıkan kitap banka emeklisi ahmet,öğretmen emeklisi olup dershanede öğretmenliğe devam eden şadan ve çapa tıp fakultesinde doktor olan ferda ,eşleri,sevgilileri üzerinden ülkenin cunta dönemini anlatıyor.
Bir solukta okunacak kitaplardan
Evlilik üzerine epey anektod bulacağınız ,neyzen teyfik cağaloğlu anılarını yaşayacağınız,sorumsuz aydınların kurtuluşu içki masalarında ki kaçışda bulduklarını içiniz burkularak okuyacak,serzeniş dünün hatalarının bugün hayatın her alanında görmek üzücü
Konyak,yağmur,tutku,zwaig,mektuplar,iç hesaplaşma kısa diyologlar,uzun susuşlar,zengin anlatım gerçekci figürler ile iyi bir dönem kitabı
Sonu şaşırtıcı,üzücü
Anason kokusunun eksik olmadığı,aldanış,altatma üstüne yaşamlar evlerinde hizmetçi tutup,konken partisi düzenleyen kadınlardan evliliğin kısır döngüsünde sürüklenen çareyi kumarda,içkide başka kadınlarda arayan ülkem aydınlarının en azından bir kısmının acı ama gerçekci romanını dönem edebiyatı seven kitapseverlere tavsiye ederim.
Okumak dünü,bugünü düsturu ile
Sevgiler
Gürbüz Deniz