3 Mart 1969 yılında Aydın'ın Yenipazar ilçesinde hem çiftçi hem de ticaretle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlköğretimini Yenipazar İlköğretim okulunda tamamladı. Ortaöğretiminin bir yılını Nazilli İmam Hatip Lisesi'nde kalan altı yılını ise Burdur İmam Hatip Lisesi'nde tamamlayıp 1988 yılında mezun oldu.
Akdeniz Üniversitesi Burdur Eğitim Yüksek Okulunu 1990 yılında bitirdikten sonra öğretmen oldu. Sırasıyla: Aydın Yenipazar'ın Çulhan, Hamzabali, Karaçakal-Mestanlar, Ardahan'ın Yukarı Kurdoğlu, İstanbul Üsküdar'ın Bahçelievler, Bozdoğan'ın Hışımlar, Nazilli'nin Demirciler İlköğretim Okulu ve Nazilli Turan İlkokulu´nda sınıf öğretmeni olarak görev yaptı.
Çeşitli sivil toplum örgütlerinde görev aldı. Mahalli gazetelerde köşe yazarlığı da yapmaktadır.
Eğitimci-Yazar Osman Girgin tarafından yazılan on dokuzuncu kitap,kitabın içeriğinden söz ettmek gerekirse bir çok konuda birbirinden güzel şiirlerin bulunduğu kitap,kitap ismini sayfa 16 da bulunan varamadılar adlı şiirden almakta
VaramadılarOsman Girgin · Yazarın Kendi Yayını · 20181 okunma
Sıradan insanların, basit bir şehirdeki karmaşadan uzak sade yaşamlarının anlatıldığı bir roman. Yazar roman formatında bir anlatım sunarken, arada şehri detaylı bir şekilde tanıtmayı ihmal etmiyor. Hatta çıkış noktasından varış noktasına kadar o kadar çok mahalle, cadde, sokak ismi veriyor ki, bu bir süre sonra okuyucuyu yormaya ve sıkmaya
Kitabın yazarı olan Osman Girgin hem yörenin çocuğu hem de bir öğretmen. Belli ki, doğup büyüdüğü yerlere doğal bir sevgisi ve ilgisi var. Bu amaçla Nazilli ve çevresi hakkında çeşitli araştırmalar yapmış. Milli mücadele dönemine duyduğum ilgi ve merak dolayısıyla edindiğim bu çalışmayı neredeyse bir solukta okudum.
Öncelikle kitabın yazarına bir eleştirim olacak. Kitapta o kadar çok yazım ve imla hatası var ki, yazarın bir eğitimci olduğu düşünüldüğünde bu durum biraz hoşgörü sınırlarını aşıyor. Kaldı ki, kitabın bir de editörü var. Buna rağmen her sayfada karşınıza çıkan sayısız yazım hatası kitabın okunurluğunu oldukça etkiliyor.
Milli Mücadele döneminde Nazilli ve çevresinde Yunan işgal güçlerine direnen, normalde düzene başkaldırıp dağa çıkan ve eşkıya olan efelerin nasıl birer milli kahramana dönüştüğünü görüyoruz. Kitabın önsözünde bu kişilerin "sütten çıkmış ak kaşık olmadığını" ifade eden yazar, ne savunuculuğa ne de sövücülüğe soyunmayacağını belirtmesine rağmen maalesef kitabın genelinde bu tavrından çok uzak kalmış. Kitabın 3'te 2'si Demirci Mehmet Efe'ye ve onun hatıralarını anlatan yeğeni, torunu vb. kişilerin ilettiklerine ayrılmış. Haliyle akrabaları efeyi övdükçe övüyor, yücelttikçe yüceltiyor.
Yazar önsözünde ifade ettiği tarafsızlığı ile çelişmemiş olsa aslında bu hiç dert edilecek bir durum değil. Keşke kitabın ismi de "Milli Mücadele Döneminde Demirci Mehmet Efe" olsaymış.
Yine de meraklısı için güzel bir çalışma demek istiyorum. Emek verilmiş ama yeterince özenilmemiş.