Ozan Yılmaz Kendirci

Aşkın Evrimi author
Author
8.7/10
4 People
12
Reads
1
Likes
956
Views

About

I960 yılında Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde doğdu. İlk-orta-lise öğrenimini Adana'da tamamladı ve 1983 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Doktor olarak Adana, İstanbul, Çorum ve Libya'da çalıştı. Paris'te de bir süre acil servis ambulans sisteminde çalıştı. Yurtdışı eğitiminden sonra 2 yıl da Antalya Çamyuva’da işyeri hekimi ve Turizm hekimi olarak görev yaptı. Moskova’da Rus dili eğitimi alıp Seçenov Moskova Tıp Akademisinde Oftalmoloji eğitimi aldıktan sonra, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz ABD'da 1 yıl oftalmoloji eğitimi alarak ihtisasımı tamamladı. 20 yıldır şiir, öykü, deneme, eleştiri, inceleme, günce gibi edebiyat eserleri üretiyor. Eserleri çeşitli bölgesel ve yerel gazetelerin yanı sıra dergi ve bültenlerde yayımlandı. İlk şiir kitabı olan "Gülümseyen Şiirler”den on yıl sonra, ilk güncel deneme kitabı "İnsanlaşmak" adıyla 1999'da Bilim Yayınları'ndan yayınlandı. Daha sonra Tohum yayıncılıktan “Komplo”, Ceylan yayınlarından “Sevgi şiirleri”, “Aşkın Evrimi” ve “Duyguların evrimi ve müzik” kitapları yayınlandı. Edebiyat dışında, plastik sanatlarla da ilgileniyor. "Yabancılaşmak" konulu yağlıboya tablolarıyla iki kez kişisel sergi açtı. 10 kez de, Karma “Sanatçı Hekimler sergisine yağlıboya resim ve desen çalışmalarıyla katıldı. Antalya tabip odasında Hekim Güncesi dergisinde / yazı kurulunda görev yapmakta. Rusça ve İngilizce biliyor. Halen Antalya'da özel bir klinikte göz uzmanı olarak çalışıyor.
Title:
Göz doktoru, Şair, yazar, ressam
Birth:
Birecik, Şanlıurfa, Türkiye, 1960

Readers

1 readers liked.
12 readers read.
6 readers will read.
1 readers left half.
Reklam

Quotes

See All
Daha önceden de var olan, (muhtemelen penis uç derisinin kesilip penis başı ortaya çıkarılarak penisin güçlendirileceğine veya kan akıtmanın faydasına inanmayla başlatılan) erkeğin sünnetine, Yahudilik kutsal-dinsel bir içerik katarak, dinden olmanın gereği ve simgesi haline getirmiştir. Tevratta, 17. bölüm, 10.-14. ayetlerde, ‘Doğumdan sonra 8 gün içinde erkek çocukları sünnet edilmelidir. Sünnet yaptırmayanlar İsrail topraklarından kovulacaklardır’ denilerek sünneti dinin şartlarından saymışlardır. Sünnetli olmak bir üstünlük, ayrıcalık kabul edilmiş, olmayanlar aşağılanarak psikolojik baskı oluşturulmaya çalışılmıştır. Bunun da etkisiyle, çevredeki kavimlerden, Yahudi olmadıkları halde sünneti benimseyenler olmuştur. Örneğin Habeş hristiyanları sünnet oluyordu. Araplar’da da ‘hitan’ adı verilen sünnet uygulaması vardı. Muhammed peygamberliğini ilan ettikten sonra, Tevrat’taki efsaneleri ‘vahiy yoluyla’ Kur’an’a, oruç gibi Yahudi ibadet biçimlerini İslam’a aktarırken, Yahudi dininin şartlarından sayılan sünnetin dinin gereği olması geleneğini de benimsemiştir.

Updates

See All
Reklam
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Henüz kayıt yok