İnançta samimi olmak her zaman doğru ve isabetli bir yolda olmak anlamına gelmemektedir. Düşünce ve inançta doğruyu bulmak ancak sağlam ve kat'i bir delile sahip olmakla mümkün olunabilir.
"Din dilinin günümüz insanının anlayabileceği düzey biçim ve formda sunulamaması ve arkaik bir karakter taşıması da özellikle gençlerimizi dinden uzaklaştırarak, ateizmin ve benzeri inkára akımların kucağına itmekteolduğu" dile getirilmektedir...
Aklın vahiy ile birleşmesi, bir ışığın diğer bir ışığı daha da aydınlatması gibidir. Ancak bu ikisinden sadece birisiyle yetinen kişi, tehlikeli bir yanılsamanın kurbanıdır...
Kant'ın saf akılda kanaatimizce eksik bıraktığı husus aklın yanına fitratı ilave etmemiş olmasıdır. Oysa akıl ve fıtrat birlikteliği ile akıl dini tamamlanabilirdi. Zira saf akıl hiç bir şekilde tabiri caizse el değmemiş akıldır.
Geleneksel Din'in sahip olduğu en önemli özelliği hiç şüphesiz daha çok geniş halk kitleleri, Akıl Din'inin ise elit bir alim, bilim adam topluluğa nezdinde taraftar bulmasıdır.