Öyle özledim ki seni
Kurşun dökülür gibi suya
Dibe çöktüm
Sesi uçtu yüreğimin
Yüzümde birden
Rüzgar boşluğu
Akıyor toprağa gün
İncecikten kan gibi
Siner yüzün
Akşamıma
Bütün gün asılı durdu o güneş
Çekinceye dek anılardan zamanı
Bakır bir tepsi gibi yansıdı içimizde
Gider yine geri döner yollarım
Sularıma yavaşca, yavaşca sularıma
Şimdi değil bir önceden belki de
Bir düş sıçramasıydı bu kuşkularım
Sürgün bekleyişi üstümüzde gerilen
Yorgun uykusunda en yeşil
Asılı kalmışız tutkuya
Orman içimizde, gövdemiz yaprak kesilmiş
Biraz ötemizde umut
Neden geçemeyiz
Karşıdan karşıya
Az çekmiş sıcağını, hala titrer elleri
Sarsılır bir taş, toprak kalkar yerinden
Dağıyla, yamacıyla, tarihiyle bu eski kent
Göresi gelir ışığı, göresi gelir
Açar yine açar, kat kat açar
Yarınlara umudu