kendimi terkediyorum kaçıncı defa
yazdıklarımın uzağına düşüyor hayat
ben başa dönüyorum , ben boşa dönüyorum
gittiğim her yerde elleri yakamda
gözüm karşı yakada
ben yarım bir köprü
ulaşamadım sana...
Kapat kapıları gece girmesin
Seninle kimsesizliğimin arasına
Bir demiryolunun uzadığı kadar,
Uza içime.
Kıvrıl.
Trensiz bir demiryolu kadar
İşlevsiz şimdi ellerim
Ellerim soğuk
En az raylar kadar.
Özgür Ballı, önceden beri takip ettiğim, kitaplarını, dergilerde yayımlanan şiirlerini okuduğum bir şair. Kendine has bir söyleyiş yakalamış, dünyaya baktığında gördüğünü söylemekten çekilmeyen, dahası baktığı yere yüz ekşitmeyen bir şair. Kaçıncı Tekil kitabını, daha dosya halindeyken okumuştum ama kitap olarak okumanın zevki bambaşka. Hem birey olma bilinci hem toplumsal bir varlık olma hâli kendini açıkça gösteriyor şiirlerde. Öte yandan Özgür Ballı, meselesinin üstünde tepinenlerden, yani meselesi için şiirini aşısız bırakanlardan değil. Dile, söyleyişe, şiir estetiğine gösterdiği özen, en az meselesine gösterdiği özen kadar dikkat çekici.
Deneyen, yapıp bozan, sorular sorduran, hatırlatan, bugünü es geçmeyen bir şiirle karşı karşıyayız. Umuyorum bu son kitabı, onun daha çok okurla buluşmasına vesile olur. Altını çizdiğim bazı yerleri de paylaşayım bu bahaneyle. Yolu açık olsun.
"bu şiiri size HD kalitesiyle..." kitabın ilk şiirinde bu dize (!) geçiyor. Bu bile kitabın içeriği hakkında yeterince fikir veriyor. 16. sayfada "burcucum çok güzel çıkmışsın" cümlesi geçiyor. Örneğin 36. sayfada "Mutlu bir son, hapy the end, Aslı da duysun / Selvi Boylum Al Yazmalım yeniden çekiliyormuş" geçiyor.
Kendisi de zaten yer yer "saçmalık, saçmaladık" gibi bunların saçma olduklarını itiraf ediyor.