Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgür Sinan

Özgür SinanBale Sevgisi (3. Sınıf) yazarı
Yazar
Çevirmen
7.4/10
86 Kişi
664
Okunma
6
Beğeni
3.702
Görüntülenme

Hakkında

Özgür Sinan, 1959 yılında Artvin- Yusufelili bir memur ailenin çocuğu olarak doğdu.  Babasının tayinleri nedeniyle önce Tokat-Zile, sonra Bandırma'da yaşadı. İlk ve orta öğrenimi Bandırma'da, liseyi ise Balıkesir'de okudu. Gençliğinde değişik kulüplerde amatör futbolcu olarak top oynadı. Futbolun yanısıra yüzmeyle de ilgilendi. Öğrencilik yıllarında edebiyat tutkusu gelişti. Edebiyata büyük ilgi duydu. Yerli ve yabancı büyük yazarların belli başlı kitaplarını okurken defterler dolusu notlar tuttu. Fırsat buldukça öyküler, şiirler, masallar yazdı. Yazdıklarını değişik dergilerde yayınlattı. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girdi. Çeşitli nedenlerle son sınıfa kadar okuduğu Eczacılık Fakültesi'nden mezun olamadı. Daha sonra 1986 yılında Ankara Üniversitesi DTCF- İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi. Bu dönemde felsefe üzerine çalışmaya başladı. Uzunca bir süre İngilizce ve Fransızca çeviriler yaptı. Bu arada yoğunlaştığı tarih felsefesine ek olarak eski Türk tarihi üzerine çalışmaya başladı. Felsefe ve tarih üzerindeki çalışmalarıyla ilgili değişik makaleler ve kitaplar yazdı.
Doğum:
Artvin/Yusufelili, 1959

Okurlar

6 okur beğendi.
664 okur okudu.
8 okur okuyor.
91 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
HAZİNE OYUNU ... Ayakkabılarını çıkaran Yiğit, hemen odasına gitti. Hızlı bir biçimde okul kıyafetlerini üzerinden çıkardı. Eşofmanlarını giydi. Bilgisayar başında oyun oynarken rahat giysiler giyiyordu. Daha sonra bilgisayar masasının başına geçti ve bilgisayarı açtı. Bilgisayar açılır açılmaz hemen en son oynadığı oyun sitesine girdi. Siteye giriş yaptı ve dün akşam kaldığı yerden Hazine oyununu sürdürmeye başladı. Bir yandan da oyunla ilgili forumlara ve önemli sitelere giriş yapmıştı . Hem oyun oynuyor hem de buralardan kazanmış olduğu altın ve elmasları satmaya çalışıyordu. Aslında Hazine oyunu ücretsiz bir oyundu. Herkes siteye girip üye olabiliyor ve ücretsiz bir biçimde oyunu oynayabiliyordu. Ancak oyunu hazırlayan firma ustaca ve kurnazca yöntemler geliştirmişti. Oyunu oynayanlar bir süre sonra hırs yapmaya başlıyordu ve oyunda seviye atlamak için degişik araçlan elde etmeye çalışıyorlardı. Tabi bunlar ücretliydi. Böylece oyunu bedava oynayan oyuncular, oyunda başarılı olabilecek araçlara kavuşmak için yüklü miktarda para ödemek zorunda kalıyordu. Bu oyunun bir özelliği de oyunculanın ellerindeki değişik araçları ve birikmiş değerleri birbirlerine hediye edebilmeleriydi. Tabli bu hediye etme karşılıksız olabileceği gibi belli bir para karşılığı da olabiliyordu. Yiğit oyunda iyice ustalaştiği için başkalarina hediye edebileceği birçok araç ve birikmiş değere sahipti. Bunları uygun fiyatlarla başkalan hediye ediyor", yani satıyordu. Böylece her hafta belli miktarda para kazanmaya başlamıştı . ...
Reklam
... işçilerin kaldığı odalar var. Ben de bunlardan birisinde kalıyorum ." "Nasıl bir odaymış bu? diye merakla sordu Cemile Hanım. "Bizim oturma odasının bir kenarında mutfak olduğunu düşün ." dedi Sami Bey. "Mutfak tezgahında küçük bir ocağım var. Yemeklerimi orada pişiriyorum. Odada küçük bir masa, bir yatak, bir de küçük giysi dolabı var. Hepsi bu." ...
Kerem, bugün öğlenden sonra Yiğit'in okuluna gittim. Selin Hanım beni çağırmıştı. Onunla biraz konuştuk." dedi. "Ne dyor? diye sordu Kerem Bey. Bahar Hanım sıkıntılı bir biçimde biraz düşündü . Öğretmeni, Yiğit'in bilgisayar oyunu bağımlısı oluğunu düşünüyor." Kerem Bey koltuğun arkasına yaşanırken Sıkıntıyla konuştu: "Nedense
Peki, ne yapmamız gerekiyor? Müge Hanım : İlk yapmanız gereken, çocuğunuzun uzun süre bir işe yoğunlaşmasını sağlamak . Çocuğun yogunlaşacaği bu iş, resim yapmak olabilir, pyano veya gitar çalmak safranç oynamak, kifap okumak ya da pul koleksiyonu yapmak olabilir. Kısacası, çocugunuzun sevdiği ve yapmaktan hoșlandığı bir ugraşı olmalı. Genç bir adam sõz aldı: "İyi de bunun matematikle ne ilgisi var?" Müge Öğretmen: Doğrudan bir ilgisi var! Matematik, insanın dikkatini yoğunlaşmasını ve belli konular Üzerinde sabırla ve ısrarla düşünmesini gerektirir. Çocuklarınız matematikte başarısızsa bir konuya yoğunlaşma , sabırla onun üzerinde düşünme yetileri yok demektir. İşe buradan başlamamız gerekir. Bütün gün sağda solda koşturan, sürekli bilgisayar veya tablette oyun oynayan ya da televizyonun başından ayrılmayan bir çocuk, belli bir konu üzerinde uzun bir süre sabırla düşünemez."
"Neyi yapmamamız gerekiyormuş? Oyun oynamasını yasaklamanın bir işe yaramayacağını söylüyor. Çünkü o durum da ortaya başka sorunlar çıkabilirmiş. "Peki, ne yapacağız?" "Onu ikna edeceğiz ve oyun oynamayı kendisi bırakacak." dedi Bahar Hanım . O nasıl olacak?" diye sordu Kerem Bey. Bilmiyorum." dedi Bahar Hanım . "Ama bir yolunu bulmak zorundayız . " Kerem Bey düşünceli bir hal almıştı. Biraz düşündükten sonra sordu: "Peki, Selin Hanım bize ne öneriyor?" "Çocukla daha yakından ilgilenmemiz gerektiğini söyledi." Kerem Bey bir şey demedi. Öğretmenin haklı olduğunu biliyordu, Bu konuda bir şey yapması gereken varsa bu birisi Yiğit 'in öğretmeni değil, annesi ya da babası olmalıydı.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
224 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Herkese merhaba günün kitabı ve güzelim eylül ayının son okuduğum kitabıyla geldim. Her ne kadar çocuk kitabı gibi görünse de bana kalırsa her büyüğün, olgunlaşmış, aklı selim insanların eline alıp tekrar terar okuması gereken bir kitap. Unutulan ve hatırlanması gereken, hayata tekrar uyarılması için bazı kavramların hayati önemi var.Felsefe kitabı olan bu küçük öykülerden oluşan, güzel mesajlar veren fıkralar insani önem taşıyor. Schopenhauer'in 'Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine' adlı eserini henüz bitirmişken ve onun söylemiş olduğu gibi sırf para kaygısı taşıdığı için, yazmak için yazan, kelime israfı yapan nice yazar diye adlandırılan kişilerin kitapları piyasa da halk tarafından yok satılırken kıymetli eserler görülmüyor!... Bu sebeple zaman kaybı yaşanmayacak kaliteli eserler okuyun demesini dikkate almalı ve okuyacağımız eserleri iyi seçmeliyiz, çünkü okuduğumuz eser bizi düşünmeye yönlendirmeli, oturup biraz kitaptan kopup kendimizle başbaşa kalıp düşünme eyleminde bulunmalıyız. Çocuklar yolun başında bu özelliği edinmeliler. Peki bu kitap neden bunlardan biri olmasın ki?.. Not:Kitap derin bir kitap değil,çocuklara göre sade ve açık anlaşılır on yaşında bir çocuğun kolayca anlayabileceği tarzda bu demek değildir ki büyükler okuyamaz çünkü büyükler kitapta bahsedilen kavramları unutmuş durum da gibi geliyor bana felsefe de nedir? diye soran birine hyatın kendisi diyorum ee bu kitap da hayatın içinden kavramlara yer vermiş:)) Herkese iyi okumalar .
Felsefe ile Tanışıyorum
Felsefe ile TanışıyorumÖzgür Sinan · Doğan Egmont Çocuk Kitapları · 20194 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Öncelikle, kitabı ilkokul 4’e giden yeğenimle birlikte okuduk. O içinden okuyup ödevini bitirdi. Sonra kendim ona sesli okudum. Okurken ve bitirince mütalaa ettik. Bu şekilde çocuklarla okumak çok keyifli oluyor belirtmeliyim. Değinmek istediğim önemli husussa yazarın Evliya Çelebi hakkında rüyasıyla ilgili bilinen gerçeğin uydurma olduğunu söylemesidir. Yazarın uydurma, hikaye etme demesini biz gerçek olarak biliyoruz. Bu konuda delil-belge sunan olursa memnuniyetle incelerim. Aksi hali tertemiz sabih beyinlere çarpıtılmış yanlış yerleşmesine neden olur, üzüntüsüyle bunu yazıyorum. Ve baskılarda tashih edilmesini umuyorum. Yazar hiç bir kanıt sunmadan, neye dayanarak ve hangi hakla bilinen gerçeği çarpıtıyor? “Kendi anlattıklarına bakılırsa 1630 Muharremi’nin aşure gecesi rüyasında Yemiş İskelesi’ndeki Ahî Çelebi Camii’nde cemaat arasında Hazreti Peygamber efendimizi (s.a.v.) görmüş, heyecandan “Şefaat ya Resulallah”diyeceği yerde “Seyahat ya Resulallah” demiş; Hz. Peygamber efendimiz (s.a.v.) onu hem şefaat hem seyahat ile müjdelemiş, yanında bulunan Sa’d b. Ebî Vakkas ise seyahatlerinde göreceklerini yazmasını istemiş. Rüyasını Kasımpaşa Mevlevîhânesi şeyhi Abdullah Dede’ye tabir ettiren Çelebi, Dede’nin tavsiyesiyle önce İstanbul’u dolaşmış gördüklerini kaleme almış, böylece ünlü Seyahatnâmesi’nin birinci cildi oluşmuştur.” Mustafa Kutlu'dan iktibastır. (Bir Demet İstanbul, s.56) Bu gerçeği Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatnâmesi’nde kendi aktardıklarından öğreniyoruz. #Evliya Çelebi #Seyahatnâme #rüya #hem şefaat hem seyahat müjdesi
Evliya Çelebi
Evliya ÇelebiÖzgür Sinan · Yuva Yayınları · 201815 okunma
108 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Anlaşılması kolay, kısa ve keyifli öyküler... Düşünürlerin hayatı hakkında verdiği kısa bilgileri, yine düşünürlere ait anektodlarla desteklemiş. Çocukları düşünürlerle tanıştırmak için bir başlangıç olabilir.
Filozof Öyküleri
Filozof ÖyküleriÖzgür Sinan · Doğan Egmont Çocuk Kitapları · 201621 okunma