Yıldızlar parlak, hatta düştü düşecek.
Ay semada tepsi kadar büyük
Yatakta iki huzursuz beden, bir sağa bir sola dönüp duruyoruz. Birimiz yolculuğa çıkacak, diğeri uğurlayacak.
"O güne kadar kasabamız ,doğrunun zamana ve kişilere göre değişmediği bir yerken bu baskı hali,insanları olduğundan farklı kılıyor;herkes riyakâr bir tavırla kendini bir ideolojiye ait görüyor yahut bir tarafı sevmeye mecbur biliyordu.Bu milletin bir ferdi olmak yetmiyordu.Farklılıkların zenginlik olmadığı dikte edilirken tek bir düşünceye taraf olunmazsa bertaraf olunacağı fikri kısa sürede hakim oluyordu."
Ben mantarı insanlara benzetirim. Bir kısmı zehir zemberektir, bir kısmınında tadından geçilmez. Bazıları ise tehlikelidir; kötü insanlar kadar zarar verebilir. Dikkat edilmezse de ölümcüldür de.
*Gözü, gönlü mazide kalmış; sürekli eskilerden bahseden yaşlı bir kadındı babaannem. Küçüktüm, anlattıkları ilgimi çekmezdi. Çocukça bir algıyla hikâyelerinin siyah beyaz bir dünyada geçtiğini düşünürdüm; eski, soluk bir fotoğraf karesinde yaşanıyordu her şey. Kahramanları bu karenin içine hapsolmuş, ıstırap çeken, çaresiz kimselerdi; üstelik
"Her çaresiz kadın gibi o da kendi içine akan bir nehre dönüştü." Kitabın kapağındaki bu söz ile giriş yapmak istedim yorumuma. Üstünde çok fazla düşünülmesi gereken, etkili bir söz. Kitabın birçok yerinde etkileyici birçok söz var. Zaten kitabın kendisi, kurgusu, konusu ve yazarın anlatışı da oldukça etkiliydi. Gerçekten yaşanmış
"Aşk Nafide aramak,
Cafer'de sabretmek,
Ayten'de olana rıza göstermekti.
Turgut'ta akıl ekseninde kaybolmaktı adı aşk
Aşk benim için hep umut etmekti;hem çeşit çeşit, renk renkti.Nafi'yi bulup vuslata ermekti."
Bol kahramanlı ,bol konulu,bol tasvirli bir kitap.Her şeyi bu kadar bol olunca kahramanları yerli yerine oturtmakta ileriki sayfalara kalıyor.Olaylar ,kahramanlar birbirine karışıyor.Fakat sonra taşlar yerli yerine oturuyor.
Yazarın ilk kitabı olan 'Lilipar' ın kahramanı bu kitapta da bir süre konuğumuz oluyor .Nafi ve Cemile ekseninde koca bir kasabanın hikayesine tanık oluyoruz.