0.0/10
0 Kişi
0
Okunma
0
Beğeni
449
Görüntülenme

Öne Çıkan Özlem Kaya Gönderileri

Öne Çıkan Özlem Kaya kitaplarını, öne çıkan Özlem Kaya sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Özlem Kaya yazarlarını, öne çıkan Özlem Kaya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu dünyada adaletin sağlanacağına ve onu görmeye ömrünün yeteceğine inanç azaldıkça, ilahi adalete çağrı artıyor.
Kürtçenin yasal olmayan statüsü, kadınların yakınlarındaki diğer erkeklere bağımlılığını artıran bir durum olması nedeniyle üzerlerinde çok daha negatif bir etki yaratıyor ve kadınları erkekler karşısında daha savunmasız bırakıyor. Bu da erkek egemenliğini güçlendirici bir rol oynuyor, kadınlar ve erkekler arasındaki ayrımları derinleştiriyor.
Reklam
Eşleri zorla kaybedilen kadınlar bazı örneklerde evin geçiminden tamamen sorumlu olurken, bazı durumlarda geniş aile içindeki işbölümünde artık evin geçimine ücretli çalışarak da katkı sunmak zorunda kalıyorlar. Kürt olmaları, kadın olmaları, Kürtçeyi kamusal alanda kullanamamaları, yaşadıkları coğrafyanın savaş koşullarının da etkisiyle eğitim alamamaları, yine aynı koşullar sebebiyle işgücü piyasasında hiçbir pazarlık güçlerinin olmaması, bulabildikleri her işe razı olmak zorunda kalmaları nedeniyle bu kadınlar işgücü piyasasının da en dezavantajlı konumuna yerleşiyorlar. Kadınların kendi geçimlerini sağlamak üzere yaptıkları işler arasında mevsimlik işçilik özel bir yere sahip. Görüştüğümüz pek çok kadın, çocuklarını da yanına alarak Muğla, Mersin, Denizli, Aydın, Düzce, Yozgat, Muş, Van, Adana, Manisa ve daha pek çok farklı ile çalışmaya gitmiş.
Kayıp eşi olmanın anlatılan bu yükünün ötesinde, kadınlar bir şekilde evlenmedilerse, genellikle bunu bir başarı hikayesi olarak anlattılar. Erkek özellikle de ekonomik açıdan bağımlı olunan kişi olduğu için, tek başına ayakta kalmış olmak ve çocuklarına bakabilmek, onları büyütebilmek bunun üzerinden anlatılıyor. “Çalışmak ayıp değil ki. Gidip namusumuzla çalışıp çocuklarımıza bakabiliriz. Bu da güzel bir şeydir. Ben hiçbir adamdan yardım istemedim. Yok yok yok yok! Ne, ne buradakilerden ne Cizre’dekilerden ne de başka bir yerdekilerden. Hiç.” Güçlü durmak, aynı zamanda kimseye “izin vermemek” demek. Burada aslında kadınların “izin vermedikleri” olayların, üzerlerinde baskı ve denetim kuran olaylar olduğu da açık.
Çocuklar da evin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kalanlardan. Burada, çocukların yaşadıkları deneyimlerin de cinsiyetlerine bağlı olarak çok net biçimde farklılaştığını belirtmeden geçmeyelim. Öncelikle, eşleri kaybedildiği sırada ailede evin geçimini sağlayabilecek büyük erkek çocuk olması kadınların omuzlarındaki yükü biraz alıyor. Çocuklar küçükse, okul çağına geldiklerinde ekonomik zorluklar yüzünden çalışma zorunluluğu nedeniyle eğitiminden ilk vazgeçilenler kız çocukları oluyor. Bu durumun sadece Kürt toplumuna özgü olmayan sebepleri de var, kadınlara işgücü piyasasında açılan alanların daha düşük ücretli işlerden oluşması da bunda etkili. Erkek çocukların dışarıda daha yüksek ücret alacağı işlerde çalışma olanağı olduğundan, toplumsal olarak evi geçindirmesi beklenen ve bunun gerekli koşulu olarak eğitimine öncelik verilen taraf onlar oluyor.
Kadınlar savaş zamanlarında hem artık savaşamayacak durumda olan hastaların, yaralıların, sakatların bakıcısı hem de geleceğin savaşçılarını yetiştirenler konumundalar. Örneğin, Irak Savaşı sırasında İran devleti dul ve bekar kadınlara bir miktar çeyiz parası vererek yaralı ve sakat askerlerle evlenmelerini teşvik ediyordu, böylece devletin kendi ‘kahramanları’na bakma yükümlülüğü ortadan kalkıyordu.
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.