Pao-yu Ching (ya da Jīn Bǎoyú 金寶瑜), 1937 yılında, günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti olan Pekin’de dünyaya geldi. Üç kardeşin en büyüğüdür. Soyu Qing hanedanına dayanan ailesi, iç savaş komünistlerin zaferiyle sonuçlanınca milliyetçilerin ve eski soyluların kaçıp sığındığı Tayvan’a göç etti. Tunghai Üniversitesi’nde iktisat eğitimi aldı. Mezun olduktan sonra lisans-üstü eğitimi için burslu olarak ABD’ye gitti. Burada siyahların Yurttaş Hakları Hareketi’nden etkilendi; 1960’lı yıllarda Tayvan’dan ABD’ye giden Çinli öğrencilerin Kültür Devrimi’nden ilham alarak kurdukları araştırma, yayın ve propaganda gruplarına katıldı. 1949 Devrimi öncesinde seçkin ve varlıklı bir aileye mensup olmasına karşın Mao’nun katkılarıyla zenginleşen Marksist dünya görüşünü benimsedi. İktisat doktorasını Bryn Mawr College’da tamamladıktan sonra uzun yıllar Detroit’teki Marygrove Üniversitesi’nde çalıştı ve 2003 yılında, profesörken emekliye ayrıldı. Çok sayıda anti-kapitalist ve anti-emperyalist eylem ve etkinlikte faal olarak yer aldı. Çin, Filipinler, Brezilya, Arjantin, Hollanda, Fransa ve Almanya gibi çeşitli ülkelerde konferanslar verdi. Çin’in sosyalist devrim, sosyalist inşa ve kapitalist restorasyon deneyimleri hakkında uzun yıllar boyunca araştırmalarda bulundu. Bu alanda İngilizce ve Çince kaleme aldığı makaleler ve yaptığı söyleşiler, pek çok farklı derlemede, çeşitli ilerici yayın organlarında ve Çin’in önde gelen Yeni-Sol/Yeni-Maoist internet sitelerinde yayımlandı. Pao-yu Ching, komünist bir aydın olarak bilimsel ve siyasal çalışmalarını sürdürmektedir.
Dünyadaki pek çok kentte, hatta yoksul ülkelerin kentlerinde bile, acınası koşullarda yaşamını sürdüren evsiz insanların dolustukları gecekonduların hemen yanı başında koca koca binalar yükseliyor, altı şeritli otobanlar yapılıyor. Bu gibi ülkeler genellikle, su arıtma tesisi gibi en temel altyapı tesislerinin inşasında kullanılacak kaynaklardan bile yoksundur, zira öncelikleri gelirlerinin büyük bir kısmını kullanmak pahasına yabancı bankalardan ve uluslararası kuruluşlardan aldıkları borcun faizini ödemektir.
Sosyalizm kırılgandır, inşası ve devamlılığı her an tehlikeye düşebilir, dahası bizzat komünist partinin içindeki hizipler devrimci çizgiyi yenilgiye uğratarak toplumu yeniden kapitalist yola sokabilir.