Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paul Copan

Paul CopanDin Felsefesi yazarı
Yazar
7.3/10
6 Kişi
26
Okunma
1
Beğeni
805
Görüntülenme

Paul Copan Sözleri ve Alıntıları

Paul Copan sözleri ve alıntılarını, Paul Copan kitap alıntılarını, Paul Copan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tanrıcı­lar için, birçok evrenin varlığı, yaratılışın, yaratıcının sonsuz ya­ratıcılığını yansıttığı görüşünü destekleyen bir durum olarak öne sürülebilir. Böylesi bir yaratıcı muazzam sayıda gezegen ve galak­sileriyle bir gerçeklik yaratmakla kalmaz, aynı zamanda birçok evreni olan bir gerçeklik de yaratır.
Sayfa 156Kitabı okudu
... Bir Tanrı olduğuna dair kanaat herkesin içinde doğal olarak vardır ve tıpkı kemiğin içinde iliğin olması gibi derinlerde bir yerde saklıdır ... Buradan hareketle ulaşacağımız sonuç, bu inancın okullarda öğrenile­cek bir doktrin olmadığıdır; bu inanç, her birimizin ana rahmindeyken uzmanı olduğu ve doğanın kimsenin unutmasına izin vermediği inanç­lardan biridir. (Calvin 1960: 43-4)
Reklam
Hem bilim hem de teoloji, tecrübenin mantıklı biçimde incelen­mesiyle ilgilenir görünmektedir, ancak şurası açıktır ki yaptıkları araştırmalar farklı türde tecrübelerle iştigal eder.
İncil'i okuyan biri, Tanrı'nın kendisiyle konuştuğuna dair derin bir duyguya kapılabilir. Aşağılık veya yanlış veya fena olduğunu bildiğim bir şey yapınca Tanrı'nın nazarında kendimi suçlu hissedebilir ve Tanrı'nın yaptığı şeyi onaylamadığı inancını geliştirebilirim. Günah çıkarmamın ve tövbe etmemin ardından ise kendimi bağışlanmış hissedebilirim, Tanrı'nın yaptığım şeyi bağışladığı inancını geliştiririm...
Sayfa 72
Mutlak gerçeğe ulaşma imkanı insanoğluna ne bilimde ne de teolojide verilmiştir, ancak belli bir doğrultuda ulaşılabilir ve hepsi olmasa bile bazı amaçlar için güvenli bir açıklama, ulaşılabilir bir yerdedir.
Sayfa 45
''Ben'' demiştir Descartes, ''özünde düşünen bir şeyim ve yalnızca duruma bağlı olarak bedene bürünmüş bir varlığım.''
Sayfa 266Kitabı okudu
Reklam
Natüralizm, inanç-oluşturan mekanizmalarımıza güven telkin etmez. Hatta natüralizmin, rasyonelliğin ve objektif ahlaki de ğerlerin var olduğuna dair inancımızı baltalama potansiyeli bile vardır. Eğer inançlarımız (ahlaki veya epistemik) Darwinist evri min hayatta kalma şansını-güçlendirici yan ürünleri ise, haysiye te, haklara ve yükümlülüklere sahip olduğumuzu veya rasyonel bir şekilde düşündüğümüzü nasıl düşünebiliriz ki? Diğer yandan tanrıcı bir bakış açısı, hayatta kalmamıza zerre katkı yapmasa bile, ahlaki (ve rasyonel) doğruları bilebildiğimize dair güven telkin eder.
Sayfa 193Kitabı okudu
Hıristiyanlık birinci yüzyılda hem Yunan felsefesi hem de Zerdüştlük fikirleri (cehennem ve kıyamet günü) bağlamında, Musevi geleneklerden ortaya çıkmıştır ve İslam da hem Musevi hem de Hıristiyan kutsal metinlerinden yararlanmıştır.
Sayfa 89
Argümanlar, Tanrı'ya duyulan temel inançla ilişkilidir. İnsanın temel inancının, karşı delillerle veya karşı argümanlarla şüpheye düştüğü görülebilir. Yine bir kıyaslama yapmak durumu aydınla­tacaktır. Diyelim ki, temel biçimde, bu sabah kahvaltıda grey furt yediğime inanıyorum, ancak daha sonra son greyfurtun dün yen­miş olduğu veya evde birkaç gündür hiç greyfurt olmadığı ger­çeğiyle karşılaşıyorum. Bu durumda artık ilk andaki inancımın mantıksal açıdan itibar edilebilir olmasını engelleyen bir bozgun­cuya sahibim; tabii bu bozguncuya karşı bir bozguncum olmadı­ğı sürece. Benzer şekilde, insanın Tanrı'ya duyduğu temel inanç, insan bozguna uğratılmamış bir bozguncuya sahip olduğu sürece, mantıksal açıdan itibar edilebilir olmayacaktır artık. Kabul edilen böylesi birçok bozguncu, argüman olduğu için, bozguncuyu boz­guna uğratan bozguncuların da birçoğu yapı itibariyle bir tür ar­güman olacaktır. Dolayısıyla argümanlar, bu inanç temel de olsa Tanrı inancıyla ilişkili olabilir ve hatta ilişkilidir. Rerforme Edilmiş Epistemoloji uzmanları da buradan hareketle, tanrısal inanca dair kabul edilmiş bozguncuları ele almak ve eleştirmek konusunda büyük enerji sarf etmektedirler, tıpkı kötülük argümanında oldu­ğu gibi. (Plantinga 2000: 154-99).
Richard Swinburne'ün Saflık Prensibi de­diği şeye başvurmak da mistiğin entelektüel hakları arasındadır: "Özel faktörlerin yokluğu halinde x, bir özneye var görünüyor­sa, muhtemelen x vardır" (Swinburne 1979: 254).
Reklam
Gelişmekte olan ülkelerde çokça ihtiyaç duyulan tıbbi yardımları ve eğitim desteğini, insanları kendi dinine çevirmek için kullanan dini gruplar, ideolojik çıkarları doğrultusunda insan haklarını ayaklar altına almaktadır.
Sayfa 94 - Bkz: Fetö & AkpKitabı okudu
evrenin niçin var olduğu sorusunun akla uygun yanıtı, Tanrıda bulunabilir.
Sayfa 130Kitabı okudu
17. yüzyıl diskurundaki en bilinen benzetmelerden biri, Tanrı'nın iki kitap yazmış olduğunu söyle­mekti; biri kutsal kitap, diğeri de doğa. İkisi de okunmaya değer­di, doğru okunduğunda ikisi de insanı yanıltmazdı ve yazarları aynı olduğu için çelişki içinde de olamazlardı.
Bilimin doğal diyalog partneri teolojidir.
Kibrimizle, rahatlıkla bulabileceğimiz bir Tanrı'yı, kendimize hizmet eden bir metaya dönüştürürüz. Bu eğilim İsa'yı "bir işaret arayan günahkâr bir nesil bu" demeye itmiştir. (Matt. 16: 4)
Sayfa 315Kitabı okudu
269 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.