Pauline Harmange, 96 sayfalık makalesi Moi les hommes, je les déteste, bir Fransız hükümet yetkilisinin kitabı sansürleme girişiminde bulunmasının ardından, uluslararası haberlere konu olan Fransız bir yazar ve kendini suçlu ilan eden bir suçludur.
Gelgelelim bir kadını taciz eden, şiddet uygulayan, tecavüz eden ya da öldüren erkeğin, ne o kadına ne de genel olarak kadınlara saygısı olduğu hükmüne varmak mümkün.
Hiçbir erkeği, tutkularının peşinden gitmekten, istedikleri gibi giyinmekten, hava karardıktan sonra sokaklarda dolaşmaktan, kendini keyfine göre ifade etmekten alıkoymuyoruz.
• The Nowhere Girls, Amy Reed
Değişmez olduğuna inanılana karşı mücadele etmek için bugünün kadınlarının enerjisine ışık tutan, gençlere güç veren bir okuma. Cinselliğe yönelik buyruklara ve tecavüz kültürüne karşı etkili bir söylem.
• Bugünün Cadıları, Mona Chollet
Bu kitap, artık pek hatırlamadığımız yalnızlığın, kız kardeşliğin, sadece ama sadece kendimiz için kadın olmanın tadına yeniden varmamızı sağlıyor. Yalnız yaşlan mak, anneliği reddetmek, kadim bilgelik ten beslenmek ...
Daha ne olsun, değil mi?
Öyleyse yaşasın cadılar!
• Into the Forest, Jean Hegland İnsansız, kapitalizmsiz, doğaya ve kız kardeşlere daha yakın yaşama bir kapı aralayan, geçen yüzyılın sonunda yazılmış bir kıyamet sonrası romanı.
Jer şeyin mükem mel olmayacağı ama şüphesiz daha fazla sevecenliğin hüküm süreceği bir senaryo.
• My Life on the Road, Gloria Steinem Erkekler karşısında bağımsızlığını ve diğer kadınlarla olan ilişkilerini her zaman geliştirmesini bilmiş Amerikan feminizminin en önemli isimlerinden birinin otobiyografisi.
Şaşırdınız değil mi? Benden bunu beklemiyordunuz... Ben de benden beklemiyordum :D
Bu ay yapmam dediğim ne varsa yaptım, okumam dediğim ne varsa okudum. (Siyasete bile giriştim :D Bir de buralara bakınayım dedim :d )
Öncelikle şunu belirteyim ki; kadın düşmanı değilim, erkekleri de kayırmıyorum. Ben eşitlikten yanayım. Ama siz feministlerin
“Kolektif imgelemde, kadın düşmanlığıyla erkek düşmanlığı cinsiyetçi madalyonun iki yüzüdür. Bu sanırım etimolojinin suçu.
…
Bu iki kavram gerçek hayatta kullandıkları ifade biçimleri ve hedefleri için teşkil ettikleri tehlike açısından hiç de birbirine denk sayılmaz.
…
Erkek düşmanlığıyla kadın düşmanlığını aynı kefeye koyamazsınız, gayet basit, çünkü ilki yalnızca ikincisine tepki olarak ortaya çıkmıştır.”
Erkeklerden Nefr*t Ediyorum, ataerki eleştiren bir kitap. Ayrıca her kadının erkeklere güvenmeme hakkının olduğunu ve ‘Her erkek aynı değildir.’ savunmalarıyla kadınların susturulduğunun da altını çiziyor. Evet her erkek aynı değildir ama çoğu erkek kadın haklarını savunurken bile kadınları susturmaya devam ediyor. Ahh, bir de beylerin yüksek onay mercii olma durumu var ki, kadınlar çocukluğundan itibaren bu onaya koşullanıyor. Bir erkek yazdıklarımı onaylasın da haklı olayım:)
Pauline Harmange, kararsızlık yaşadığımız anlarda kendimize şu soruyu sormamızı tavsiye ediyor: “Benim yerimde vasat bir erkek olsa ne yapardı?”
Kısa, keyifli ve anlaşır bir kitap. Gençler için uygun, bu feminist yazında en çok aradığım kriter.. @canyayinlari 10₺ kampanyasında, umarım es geçmezsiniz.
İçeriği iyi mi değil mi tartışılır güzel miydi bence çok doğru yerlere parmak basmış erkeklerden hazetmeyenlerin ya da bu tür şeylere ilgi duyanların seveceği biraz kişiye özgü bir kitap ben beğendim..