Pavel Florenski

Tersten Perspektif author
Author
8.0/10
12 People
77
Reads
6
Likes
1,395
Views

Oldest Pavel Florenski Quotes

You can find Oldest Pavel Florenski quotes, oldest Pavel Florenski book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
“Nitekim merkezi perspektifin yani sıra Yeniçağ'a özgü görme eylemini ve gözlemci ile dış dünya arasındaki ilişkiyi camera obscura kadar net simgeleyen ve üstelik daha 1650 yılında taşınabilir hale gelen başka bir cihaz yoktur. Küçük bir delikten karanlık ve yalıtılmış, kutu gibi bir mekâna düşen ışığın, deliğin karşısında yer alan duvarda tersten
"Dünyanın imge olması, varoluş içinde insanın özne olmasıyla aynı eylemdir." - Martin Heidegger
Metis Yayıncılık
Reklam
“İsa'dan sonra beşinci ya da altıncı yüzyılda, artık aslında yaşama mış olduğu düşünülen ve kendini Paulus'un ardılı olarak niteleyen" sahte Dionysius Aeropagita , özellikle dokuzuncu yüzyılın başların dan sonra, ikonalar konusundaki Ortaçağ tahayyülünü belirlemiştir . Ona göre imgelerden -eikones, söz ederken, - éikó, her ne kadar benzeşimi ifade ediyor olsa da , iki tür imgeyi birbirinden ayırt etmemiz gerekir. Bunlardan ilki, temsil ettiği nesneyle benzeştiğini varsayarken, diğeri, imgenin kurmaca içeriğini - Dionysius Aeropa gita buna plattomenos der ; bu, inşa etmeye ve plastik sanatlara iliş kin bir kurgudur- imkânsızlık ve saçmalık aşamasına değin tırman dırır. Bu ikinci türden imge söz konusu olduğunda dissimiles, incon sequentes, inconvenientes, deformes, confusae ya da mixtae * gibi nitelikler kullanır Dionysius ; bütün bu sifatlar, eikones'i benzeşim il kesinden kopararak benzeşmeyen bir benzeşimi dile getirir. Bu türden benzeşmeyen bir imge, aslında şu demektir : madem ki insan gözü, tanrısal ışığya da tanrısal görüntüyü, görmeye ka dir olmasa bile tanrısal ışık evrene - Plotin'e uygun hiyerarşik bir düzenle - zuhur ve sudûr etmiştir, o zaman geleneksel ikona öğreti sine göre tanrısal ışıkla insan gözü arasında yer alan kutsal figürler, kiliseyi temsil etmektedirler. Onlar, insan gözünün görebileceği, ama yine de tanrısal ışıktan nasiplenmiş olan, başka bir terminolojiyle söyleyecek olursak, gayble zuhuru kesiştiren figürlerdi.”
“Bu, imgenin tanrısal işığı simgeleyeceğine ya da onu ikame edeceğine, yalnızca onun imgesine uygun gerçekleşmesi, diğer bir deyişle onu anıştırması anlamına gelir. Bu türden bir anıştırma ise benzeşmeye değil, benzeşmemeye dayanır. Burada sözü edilen, ikonografinin artık ikonografiye meydan okuyan öteki yüzüdür : “ikonaları savunmak uğruna,
“Babil ve Mısır'a özgü alçak kabartmalar perspektife ilişkin hiçbir iz taşımaz ; üstelik bunlarda tersten perspektifin kullanıl dığına dair bir belirti de yoktur. Bilindiği üzere Mısır temsille rinde çokmerkezlilik yaygın olarak görülür. Söz konusu olan, Mısır sanatının kanonik biçimlerinden biridir : Mısır kabartma ları ve fresklerinin en
IS 4. yüzyılın başlarından itibaren yanılsamacılık ortadan kal kar ve resim sanatında perspektife özgü mekânsallık anlayışı artık görülmez olur. Perspektif kurallarının gözetilmediği ken dini açıkça belli eder artık. Tek tek nesnelerin birbiriyle oran tılı bir ilişki içinde olmasına dikkat edilmez, hatta aynı oran tısızlık tek tek şeylerin kendi içinde de kısmen görülür. Geç dönem antikçağ sanatında ve ona uygun olarak da perspektif çi sanatta yaşanan bu kırılma olağanüstü bir hızla ortaya çık mış ve erken Rönesans'a kadar her geçen yüzyılda derinlik ka zanmıştır. Ortaçağ ustalarının", çizgilerin belli bir noktada ke siştiğine ya da ufuk çizgisinin anlamına dair hiçbir fikri yoktu. Geç dönem Roma ve Bizans sanatçıları sanki binaları hiç in natura görmemiş, nesneleri sadece oyuncak benzeri düz lemsel kesitler olarak algılamışlardı. Oranlar konusu da ayni şekilde pek ilgilendirmiyordu onları ve zamanla bu ilgi daha da azaldı ! Figürler ile bu figürler için tasarlanmış binaların büyüklükleri arasında gerçeğe uygun düşen oranlar yoktu ke sinlikle. Tüm bunlara eklenmesi gereken bir diğer nokta da, yüzyıllar geçtikçe ayrıntılarda bile gerçeklikten giderek uzak laşılmış olmasıdır. Öte yandan VI. ve VII. yüzyılın temsille rinde, hatta X. ve XI. yüzyıla kadar karşılaştığımız temsiller de gerçek mimari ile arkitektonik resim sanatı arasında çeşitli paralellikler kurulabilir. Ancak bu tarihten itibaren Bizans sa natında farklı bir' bina ressamlığı' ortaya çıkmıştır, ki bu resim kendini keyfiliği ve uzlaşımcılığıyla belli eder”
Reklam
68 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.