Marx'ın kendi çalışmalarında İzlemiş oldu
ğu felsefe, siyaset bilimi ve iktisat sırası, Batı Marksizmi tarafından
tersine çevrildi. Marksist bir çerçevede !kapitalizm üstüne
temel iktisadi analizler Büyük Bunalım'dan sonra büyük
ölçüde son buldu; burjuva devletin siyasal tahlili, Gramsci sessizliğe
gömüldükten sonra giderek azaldı;
gelişmiş bir
sosyalist demokrasi için beslenen (ve SSCB'de Stalin'in yükselmesiyle
bürokratik diktatörlüğün amansız mekanizmasında
ezilen) umut ve arzuların şekillendiği bir nesebe sahipti. Her ne
kadar dolayımlandırılsa, arıtılsa ya da yer değiştirilse de
izleyen kırk yıl içinde tüm bunlar olmuştur- Batı'nın parlamenter
rejimlerinden az
Klasik Antikitenin uygarlığı, son derece kırsal bir ekonomi içinde kentin kır karşısında anormal üstünlüğünü temsil ediyordu: onu izleyen erken feodal dünyanın antitezi. Beledi (kentsel) bir endüstrinin olmadığı bir dönemde bu metropoliten şaşaanın ortaya çıkabilme koşulu, kırsal alanlarda köle emeğinin varlığıydı: zira, toprak sahibi sınıfı, kendi kırsal zemininden böylesine radikal bir şekilde kurtarabilecek ve hala temel zenginliğini topraktan devşiren esas itibariyle kentsel yurttaşlara dönüştürebilecek yegane şey buydu.
Daha da dramatik olanı, kuşkusuz klasik dünyanın bizzat kendi içindeki kültürel ve üstyapıdaki canlılığı ile altyapıdaki uyuşukluğu arasındaki çelişkidir. Antikitenin el becerisine dayalı teknolojisi, yalnızca gerideki tarihin dışsal standartları açısından değil, her şeyden önce, pek çok kritik açıdan izleyecek Orta Çağlar’ın her zaman çok ilerisinde olmuş kendi entelektüel semasının ölçütü açısından da kıt ve ilkeldi. Bu olağanüstü orantısızlıktan esas itibariyle köle ekonomisinin sorumlu olduğu konusunda çok az kuşku duyulabilir.
Maddi çalışmanın özgürlük alanından ayrı tutulması Yunanlarda o kadar şiddetliydi ki, Yunanların dillerinde, ister bir toplumsal işlev isterse kişisel bir davranış olarak emek kavramını ifade edecek bir sözcükleri bile yoktu.
Atina uygarlığının temelini teşkil eden köleci üretim biçimi, zorunlu olarak en orijinal ideolojik ifadesini kentin ayrıcalıklı toplumsal tabakasında buluyordu. Bunların entelektüel üstünlüğü polisin aşağıdaki sessiz derinliklerinde artı emeği mümkün kılıyordu.