Bugünkü Mısır, modern tarihindeki ilerlemenin büyük kısmını lideri Cemal Abdül Nâsır'a borçludur. Kişiliği üzerinde en çok tartışılan ulusal liderlerden biri olan Nâsır, emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı yapan az gelişmiş ülkelerin bayrağı ve sembolü haline gelirken öte yandan büyük devletlerin şimşeklerini ve nefretlerini üzerine çekmekte ve bundan ötürü de kimse Nâsır'a ve Nâsırizme karşı ilgisiz kalamamaktadır. Hatta öyle ki, Asya ve Afrika ülkelerinin bazılarında dahi Mısırlıların hedefleri ve amaçları sık sık tartışılır.
Mısır'da esaslı bir toplumsal ihtilâl ancak Mısırlılar tarafından yapılabilirdi. Gerçekleştirildiği zaman da, şüphesiz bu ihtilâl yabancı etkisine ve yabancı güce güvenen satılmış Mısırlılara karşı olacaktı.
Emevi halifeleri adına Mısır'ı yöneten Vali, 706 yılında resmi dilin Arapça olacağını ilân etti ve ülke kısa bir süre içinde Araplaştırıldı. Firavunlardan kalma dört bin yıllık uygarlık artık kaybolmuş, bunun yerini yeni ve canlı bir kültür almıştı.
Herkes tarafından bilinen bir etken, Mısır'ın, Batı'nın Doğu Afrika ile Asya'ya çıkış kapısı oluşudur. Napolyon Bonapart, bu durumundan ötürü zamanında Mısır'ı "en önemli ülke" olarak tanımlamıştı.
Mısır’ın tarihi özelikle yabancı unsurların etkili olması sebebiyle bu yönüyle özet bir şekilde ele alındıktan sonra 1952 Mısır İhtilali, Mısır’da Krallığın yıkılması ve yeni düzenin kurulmasına değinilmiş ve dönemin belli başlı olaylarına yer verilmiştir. Uzun yılların ezilmişlik, güven duygusunun kaybı gibi psikolojik sorunların üstesinden gelinmesinde ve özellikle Batı’ya karşı açık bir tavrın konulmasında Nasır sadece Mısır için değil, Arap dünyası için yeni bir vizyon ortaya koymuş ve kitlelerin duygularını harekete geçirmiştir. Nihayetinde Nasır popüler bir lider olarak bazı sorunlarla mücadelede kısa vadede başarı sağlamışsa da Mısır’ın yapısal sorunları mevcudiyetini devam ettirmiştir. Vaat ettiği siyasal ve sosyal demokrasinin ülkesinde yerleşmesi için de çok az şey yapmıştır. Yazarın eserin sonunda ifade ettiği gibi ülkenin gelişmiş bir ülke statüsüne ulaşmasının sağlanamaması hâlinde Nasırizm İtalyan faşizmi kadar az bir etki bırakacaktır. Yazarın beklentisi gerçekleşmediğinden Nasır da otoriter liderler mezarlığında unutulmuşlar arasında yer almaktadır.
Eser zaten boyut itibariyle küçük bir eser olduğundan olayların bir gazeteci bakış açısıyla ele alınmış hâli olup akademik bir eser niteliğinde değildir. Eserin tercümesi genel olarak akıcı ve anlaşılırdır.
Ortadoğu ve Arap yarımadası hakkında ,Osmanlıdan bu yana tarihte an be an dönemsel fotoğraflar çekmeye çalışan ve Yer yer Maskeleri indiren, emek verilmiş değerli bir eser
Ortadoğu TarihiPeter Mansfield · Say Yayınları · 201213 okunma