İşyerinde psikolojik taciz (mobbing) kavramı, ilk defa 1980’Ii yılların sonunda İsveç’te yaşayan Alman endüstri psikologu Heinz Leyman tarafından tanımlanmıştır. 1990’lı yıllarla birlikte özellikle Avrupa’da ve daha sonra tüm dünyada, üzerinde ciddi çalışmaların yapılmaya başlandığı “işyerinde psikolojik taciz” ve buna bağlı işten ayrılmalar, yani “mobbing” olgusu çok büyük bir problem olarak gün geçtikçe yayılmakta ve mobbingle mücadele konusu, giderek önem kazanmaktadır. Son yıllarda pek çok ülkede, mobbingle ilgili araştırmaların yoğunluk kazandığı görülmektedir. Bu araştırmalar, mobbing olgusunun ne denli ciddi boyutlara ulaştığının gözler önüne sermektedir.
Almanya’da bir meslek hastalığı olarak kabul edilen mobbing olgusuna maruz kalmanın getireceği tüm masrafları, işveren karşılamak zorundadır. Almanya’da iş sağlığı kapsamında önemle ele alınan mobbing, ayrıca üniversitelerde çalışma psikolojisi bilimi kapsamında bir ders olarak da okutulmaktadır.
Ancak, insanın insana verdiği ıstırap, insan doğasına, dini ve toplumsal değerlere aykırılığı nedeniyle, çoğu zaman gizlenir ve gizlendiği yerde, sinsi bir örtünün altında, o birey için sürekli bir yaşam dramına dönüşür.
Makinenin insana verdiği üzüntü gizlenemez ve bireyin üzerindeki olumsuz etkileri, yine diğer insanlar tarafından çeşitli araçlarla ortadan kaldırılmaya çalışılır. Ancak, insanın insana verdiği ıstırap, insan doğasına, dini ve toplumsal değerlere aykırılığı nedeniyle, çoğu zaman gizlenir ve gizlendiği yerde, sinsi bir örtünün altında, o birey için sürekli bir yaşam dramına dönüşür.
Latince “kararsız kalabalık” anlamına gelen “mobile vulgus” sözcüklerinden türeyen “mob” sözcüğü, İngilizce kanun dışı şiddet uygulayan düzensiz kalabalık veya “çete” anlamına gelmektedir. “Mob” kökünün İngilizce eylem biçimi olan “mobbing” ise; psikolojik şiddet, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamına gelmektedir.
İş yerlerinde yaşanan psikolojik taciz olaylarını ve bu durumun bireyler, organizasyonlar ve toplum üzerindeki etkilerini ele alıyor. Kitapta, mobbing süreci, faaliyetleri ve rolleri tanımlanıyor; mobbingin bir organizasyon stratejisi olarak kullanımı açıklanıyor ve mobbingin bireysel, kurumsal ve toplumsal sonuçları inceleniyor. Ayrıca, mobbing ile mücadelede atılacak ilk adımlar vurgulanıyor.
Kitap çalışma hayatıyla alakalı yönetimsel ve örgütsel alanda 104 adet vaka içermektedir. Özellikle yönetimsel ve örgütsel alanda gerçek iş hayatında da karşılaşılabilecek önemli olaylar yer vermektedir. Her ne kadar bazı örnek olaylar birbirine çok benzesede, kitabın Türkçe yönetimsel vakalar yazınında önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum.