Pınar Ülgen

Kadınlar ve Cadılar yazarı
Yazar
Editör
7.1/10
51 Kişi
311
Okunma
21
Beğeni
3.337
Görüntülenme

Pınar Ülgen Sözleri ve Alıntıları

Pınar Ülgen sözleri ve alıntılarını, Pınar Ülgen kitap alıntılarını, Pınar Ülgen en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu tarz inanışların yanı sıra kutsal emanetler de oldukça önemliydi. Hz. İsa ya da Hz. Meryem Ana tarafından giyilmiş bir giysi, Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği haçtan bir parça ya da İsa'dan bir şişe kan, en büyük ve en güçlü kutsal emanet olarak kabul ediliyordu. Azizlerin kalıntıları arasında bir parça kemik, bir tutam saç, bir diş veya korunmuş bir kumaş parçası da bulunabilirdi. Pek çok insan, kalıntıların hastalıkları ve yaralanmaları iyileştirebileceğine veya en azından birini Tanrı'ya yaklaştırabileceğine inanıyorlardı. Bazı kiliseler tapınaklarda kutsal emanet koleksiyonları bulundururdu.."
Bize bakınca nasıl benzerlikler var..
"Kiliseye göre çoğu insan, ölümlerinin hemen ardından cennete gitmezdi; günahlarını kefaret ederek Arafta vakit geçirirlerdi. Azizler, cennete ulaşmışlardı. Dünya'daki bir kişiye yardım etmek için Tanrı ile insan arasındaki köprü idiler. İnsanlar, azizlerin onları iyileştirebileceğine inanıyorlardı. "Onları koruyun, düşmanlarını yenin ve şeytanı uzaklaştırın" şeklinde bir anlayışa sahiplerdi.."
Reklam
""Bir kimse, çileden geçme sözü verirse, görevi onu [cileyi] kutsamak olan grubun rahibine üç gün önce gelmelidir. Ve oraya gidene kadar ekmek, su, tuz ve sebzelerle geçinir ve o üç günün her birinde ayinde hazır bulunur ve imtihana gideceği gün adağını sunar ve cemaate giderdi. Daha sonra çileye gitmeden önce, genel hukuka göre bu suçlamadan suçsuz olduğuna yemin ediniz"
"Zaman, dama taşlarıyla oynayan bir çocuk. Üstünlük çocukta". Herakleitos.
"Tarih ,bize köleliğin gelişimini ve kökenini verir;ancak onun doğasını açıklayamaz. Çünkü kölelik, bir toplumla olduğu kadar yargı ile de bağlantılıdır. Aslında kölelik her toplumda aynı şekildedir. Ruh ve öz yönünden birbirinden tamamen farksızdır.."
Tarih tekerrür ediyor ..
Günümüzde olduğu gibi o dönemlerde de bazı ölümcül hastalıklara bazı anlamlar yüklenmiştir. Yani bu hastalığın ortaya çıkışıyla ilgili birileri suçlanmak istenilmiştir. Bunun en yaygın olanı da günah işleyen insanları cezalandırmak amacıyla kullanılan "Tanrı'nın Cezası" ifadesidir.."
Reklam
Fransız Yargıç Pierre de Lancre'nin sabbath ayini tanımı:
"Edepsizce dans etmek, iğrenç bir şekilde ziyafet vermek, şeytanca çiftleşmek, tiksindirici bir şekilde ilişki kurmak,saldırgan bir biçimde küfretmek, her korkunç, pis ve doğal olmayan arzunun vahşice peşine düşmek, değerli olan kurbağa, engerek yılanı, kertenkele ve zehirlilerin bütün çeşitlerini tutmak, iğrenç kokulu keçileri sevmek, onu sevgiyle okşamak, ona karşı baskı yapmak ve korkunç bir şekilde ve de utanmadan onunla çiftleşmek."
Hakikaten estetik içinde.. Bizim gibi beton ile değil!!
"Orta Çağ insanı, hangi coğrafya olursa olsun yaşamaya ve hayatta kalmaya çalışmıştır. Bunu da Orta Çağ'ın o gizemli havasında ve estetik içerisinde yapmak için çaba göstermiştir..."
"Neredeyse her şeyi kaybettik ve huzur bulamadık. Kayıplar telafi edilir gibi değil, ölümün yarası da iyileşecek gibi değil. Tek bir teselli var: Evvelce gidenlerin yolunu izleyeceğiz. Sürdürdüğümüz hayat bir uykudur; ne yaparsak yapalım, rüya görüyoruz. Yalnızca ölüm, bizi uykudan uyandırır ve rüyalarımıza son verir. "Bundan önce uyanmış olmayı diliyorum." Şair Petrarch
592 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.