You can find Featured Prosper Olivier Lissagaray books, featured Prosper Olivier Lissagaray quotes and quotes, featured Prosper Olivier Lissagaray authors, featured Prosper Olivier Lissagaray reviews and reviews on 1000Kitap.
İlk Proletarya Diktatörlüğü olan Paris Komünü, 3. Cumhuriyet’ten hızını alan Paris’tekikomünarların 18 Mart 1871’de Paris’i ele geçirmesi ile kuruldu. 1870 yılındaki harpten sonra Paris, Prusyalılar tarafından kuşatılmış, İmparatorluk (III. Napeleon) tarafından terkedilmiş, ihanet edilmiş, öksüz bırakılmıştı. İmparatorluğun ağır yenilgisi sonrası 3. Cumhuriyet kurulmuştu. Prusyalılar tarafından kuşatılan Paris, 21 Mayıs 1871’den sonra düştü ve 21-28 Mayıs arasında 30 bin Komünar idam edildi. 38 bini hapse atıldı. 7 bini sürgün edildi.
İnsanlık tarihinin çeşitli evreleri vardır sıçrayış aşamaları yeni çağ açılıp kapatılması yada devrimlerle adlandırılır. Paris komünü de bu sıçramalardan biridir. Prusya (o dönemin almanyası ) ile girişilen savaşta yenilen paris hükümeti alman muhafızların parisi işgal etmesine göz yumması üzerine paris halkı bu yenilgiyi kabul etmedi ve başını işçilerin çektiği yıgınlar paris sokaklarına barikatları kurarak paris kömününü yani >Dünyanın ilk İşçi Devletini ilan etti kapitalimin kirli yüzü bu insanlığın ilk denebilecek insanlık çığlıgını bastırmak üzere kendini gösterdi hain hükümet almanları yardıma çağırdı bu arada paris komününde patronlugu ortadan kaldırmış özellikle kadınlara özgürlük sunmuş durağan fabrikaları komitelerle iş başı yaptırmış ağır çalışma koşullarını düzeltmiştir. Bu kötü örnek Avrupadaki tüm burjuva hükümetleri korkutmuştur ordu ikiye bölünmüş yurtseverler halka ateş açmayı reddetmiş ve komünarlara katılmıştır. İnsanlığın gördüğü görebileceği en büyük vahşet , katlimalarla paris kömünü yaklaşık 40.000 parislinin öldürülmesi ile versay sokaklarının kan nehrine dönmesiyle bastırılmıştır ancak fikirler kanla ölümle bastırılamaz ve komün insanlık tarihinde yol gösterici olarak yüce bolşevik devrimin bir ilk esintisi olarak tarihe geçmiştir selam olsun komüncülere ..
1871 Paris Komünü tarihi, okurken epey zorlandığım bir kitap oldu. Bunun nedeni çevirinin kötü olması, konunun ilgimi çekmemesi veya yazılanları beğenmemem değildi. Aksine çeviri çok iyi, konu ilgi alanımın merkezinde ve yazara da büyük oranda katılıyorum. Kitabı okurken zorlanmam, ise olumsuz değil olumlu bir sebepten kaynaklanıyor: Yazarın
Komün yenildikten sonra tutuklanan diğer tutsaklar gibi aylarca berbat koşullarda tutulan Louise Michel, yargılanmaya başladığında mahkeme heyetinin yüzüne şöyle bağırıyordu:
“Kendimi savunmak istemiyorum, kimsenin beni savunmasını da istemiyorum! Ben her şeyimle toplumsal devrime aidim ve yaptığım her eylemin sorumluluğunu kabul ettiğimi ilan ediyorum. … Beni generallerin infazına katılmakla mı suçluyorsunuz? İşte yanıtım: Evet, onlar halkın üzerine ateş etmek istediği zaman Montmartre’de olsaydım, bu türden emirler veren insanların üzerine tetiği çekmek için bir an bile duraksamazdım.”
Hakkında ölüm cezası istendiği açıklandığında, “Mademki özgürlük için atan yüreğin yalnızca bir kurşun hakkı var, ben de kendi payımı istiyorum. Eğer yaşamama izin verirseniz intikam diye bağırmaktan vazgeçmem ve Af Komisyonundaki katillerden kardeşlerimin intikamını alırım. Eğer korkak değilseniz, beni öldürürsünüz” dedi. Ama onu idam etmeye cesaret edemediler ve ömür boyu hapis cezasıyla Yeni Kaledonya’ya sürgüne gönderdiler.