R. Füsun Sokullu Akıncı

Kriminoloji author
Author
7.5/10
12 People
62
Reads
0
Likes
1,548
Views

R. Füsun Sokullu Akıncı Posts

You can find R. Füsun Sokullu Akıncı books, R. Füsun Sokullu Akıncı quotes and quotes, R. Füsun Sokullu Akıncı authors, R. Füsun Sokullu Akıncı reviews and reviews on 1000Kitap.
231 syf.
·
Not rated
Kriminoloji, suç olgusunu ve suç işleyen kişiyi buna yönelten sebepleri farklı boyutlarıyla inceleyen bilim dalıdır. Kişinin suç teşkil eden eylemleri gerçekleştirirken biyolojik, psikolojik, sosyal, kültürel, ekonomik vb. etkenlerden ne şekilde etkilendiği ve kişiyi suça iten sebeplerin nasıl ortadan kaldırılabileceği üzerine düşünülmüş; yalnızca suç işleyen failin değil, suçtan etkilenen mağdurun da ele alınması gerekliliği Viktimolojinin(mağdurbilim) gelişmesine sebep olmuştur. Kitapta kriminolojinin doktrindeki tanımı, diğer disiplinlerle, özellikle de ceza hukuku ile olan ilişkisi, önemi, kriminolojik araştırmada kullanılan metodlar, kriminolojinin tarihsel gelişiminde etkili olan ekoller, suça ilişkin teoriler bütünlüklü bir biçimde ele alınmıştır. Kitap literatürde ders kitabı niteliğini haiz olmakla birlikte, insanın doğası gereği merak duyduğu suç ve suçlu kavramlarına yönelik genel çerçeveyi çizmiştir ve sade bir dille kaleme alınmıştır. Bireyi suça teşvik eden nedenler yalnızca bilimsel araştırmalara konu olmakla kalmayıp sanata ve biz kitapseverlerin de ilgilendiği kısmıyla edebiyata da konu olmaktadır. Polisiye romanlarda suç ve suçlu kavramları başat rol oynarken,
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
,
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı Pazartesi
gibi bazı eserler, Dünya Edebiyatında bu yönüyle ilk akla gelenlerdendir. Eğer siz de bireyi suça teşvik eden sebeplere ve suçun nasıl önlenebileceğine dair genel bir bilgi edinmek isterseniz kitap başucu kaynağınız olacaktır. Kadim dostlarımız olan kitaplarla ve mutlu kalın. :)
Kriminoloji
KriminolojiR. Füsun Sokullu Akıncı · Beta Basım Yayın · 202057 okunma
Beccaria ve J. Bentham, yazdıkları eserleriyle Klasik Dönemi fazlasıyla etkilemişlerdir. Her ikisi de zamanın yürürlükteki ceza adalet sistemine karşı çıkmışlar, hukukun ve ceza adalet sisteminin, o zamanlar pek de bilinmeyen mantığa ve insan haklarına dayalı olmasını savunmuşlardır. Bu yazarlar daha adil, daha eşit ve insancıl cezaların verilmesini öneriyorlar ve cezanın suça uygun olması gerektiğini, ancak suçluyu engellemeye ve suçu önlemeye yetecek kadar olması gerektiğini savunuyorlardı.
Sayfa 114 - Beta Yayın Basım, 11. Basım
Reklam
Secondary victimisation means the victimisation that occurs not as a direct result of the criminal act but through the response of institutions and individuals to the victim.
Sayfa 421Kitabı okudu
Mağdurlar açısından en yararlı yardım,psikologlar ve psikiyatrlar tarafından yapılacak uzman yardımıdır.Bunların ayrıca viktimoloji eğitimi almış kişiler olması gerekmektedir.
Sayfa 296Kitabı okudu
Anne babalar çocukları ile bazen rollerini değiştirirler ve çocuklarının kendilerini beslemelerini,sevgi göstermelerini beklerler.Çocuk uzun uzun ağlayınca ve altını kirletince çocuğu tarafından istenmediğini,sevilmediğini düşünür ve çocuğuna kötü davranır.Steele ve Pollock bu çocuklaşmanın kökenlerinin anne babanın kendi çocukluklarında olduğunu ve kendi anne ve babalarıyla yetersiz ilişki içinde olan anne babaların,çocuklarına kötü davrandıklarını saptamışlardır.
O da bıraksaymış adamı dememek lazım yani:)
Kanımızca da şiddet gören kadınların küçük bir bölümü mazohistik nedenlerle ilişkilerini sürdürseler de daha önemli bir bölümü,gidecek yeri olmadığından,yaşamını sürdürebilecek maddi olanaklardan yoksun olduğundan dolayı katlanmaya devam etmektedir.
Reklam
Şiddetin Kuşaklar Arası Aktarımı
Şiddet döngüsü kısır bir döngüdür.Şiddet ve saldırganlık ortamında yaşayan bir çocuk,başka bir sorun ve uyuşmazlık çözme modeli bilmemektedir.Bir de çocuk sinema,televizyon ve bilgisayar oyunlarında sürekli şiddet ile karşılaşıyorsa onun için şiddet tek davranış biçimi olacaktır.
Bir yazar,"Bir erkeğin evi kalesi olabilir ama bir kadının evi çok sık onun zindanıdır." demiştir.
Özgürlüklerin(!) Ülkesi
Öte yandan ABD Yüksek Mahkemesi,19. yüzyılda eş dövmeye göz yummak eğilimindeydi.Ancak kocaları döverek cezalandırmada sınırların aşılması pek de tavsiye edilmemekteydi.
Kadınlar suç faili de olamazlardı.Kadınların işledikleri suçlardan babaları ya da kocaları sorumlu olur;babalar ya da kocalar da kadını cezalandırırdı.
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.