Ben bir Uygur'um. Ben bir barış kadınıyım.
Eskiden beri Uygurlar işkenceye maruz kaldılar ve yabancıların boyunduruğu altında yaşamaya mahkum edildiler. Her zaman zulüm ve ölümle yüz yüzeydik. Ben, bugün benim savaştığımdan çok daha uzun süre, özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşan bir bölgeden geldim. Ama bugüne kadar dünya Uygurlar hakkında çok az şey biliyordu. Ben, ekonomik, kültürel ve dini özerklikten mahrum bırakılmış, dünyadaki 20 milyon Uygur adına konuşuyorum ve onlar için savaşıyorum. Ben tüm Uygurların anası olmak istiyorum, onların dertlerine deva, gözyaşlarını silen bir mendil ve onları yağmurdan koruyan bir sığınak olmak istiyorum. Benim adım Rabia Kadir.
"Insanlığa mâl olan birisi altın zincirler içinde güzel görünmez ama kelepçeler içinde güzel görünebilir "
Gerçek anlamda özgür olan insan ,bu tutsaklıktan kurtulabilendir. ..
İnancım beni çok büyük bir güçle donatılmış olduğuma ikna ediyordu.Belki de bu yüzden dinimiz Çin hükümetinin bizden koparmaya çalışmak için aradığı ilk şey olmuştu.
Çin baskısı altında yaşayan Uygur Türklerinin mücadelesini onların içinden gelen,çok büyük bedeller ödemiş bir bayan liderin hayatı üzerinden anlatan bir kitap,malesef aradan geçen 13 yılda herşey daha da kötüleşti,dünyanın sağır olduğu bir etnik soykırım Uygur Türklerinin yaşadığı.Bu arada kitap ülkemizde de yasaklanmış,buna da şaşırmadım