Sessiz Bahar'n yazarı Rachel Carson'un en ez onun kadar önemli eseri "Bizi saran deniz" nihayet geçen yaz Türkçe olarak yayimlanmisti. İlk kez 1950 de ABD'de basılan bu harika eseri keyifle okudum.
Carson rserde okyanuslardaki yaşam uzerinden dünyamızın hikayesini anlatıyor ve bunu yaparken farklı disiplinleri bir araya getirerek geniş, karşılaştırmali bir bakış açısı sunuyor.
Her ne kadar yazılı bir metin de olsa anlatımda hafif bir David Attenborough tadı almakta mümkün. Siddetle tavsiye olunur...
.
Her zaman kendi irademizi Doğa'ya empoze etmeye çalışmak yerine bazen sessiz kalmalı ve onun bize söyleyeceklerini dinlemeliyiz. Eğer bunu yaparsak, kendi hararetli hayatlarımıza dair yeni bir bakış açısı kazanacağımıza eminim.
.
.
.
.
Her zaman kendi irademizi doğa'ya empoze etmeye çalışmak yerine bazen sessiz kalmalı ve onun bize söyleyeceklerini dinlemeliyiz. Eğer bunu yaparsak eminim ki kendi hararetli hayatlarımıza dair yeni bir bakış açısı kazanacağız.
.
.
.
Teksas Üniversitesi'nde bir hayvanbilim profesörü, Dr. H. J. Muller bir canlıyı X-ışınımı altında bıraktığında daha sonraki kuşaklarda mutasyonlar oluşturabildiğini buldu. Muller'in keşfi ile oldukça geniş yeni bir bilimsel ve tıbbi bilgi alanı açılmış oldu. Muller daha sonra bu başarısından dolayı Nobel Tıp Ödülü'nü kazandı ve kısa süre içinde gri serpinti yağmurlarıyla tanışmanın mutsuzluğuna düşen bi dünyada, artık bilim adamı olmayanlar bile radyasyonun potansiyel sonuçlarını bilmektedir.