diyelim ki, iktisadi-siyasal zeminde adil bir gelir dağılımının gerçekleştirilmesi hususu, üzerinde uzlaşma sağlanan bir konudur. her dünya görüşü, bu konuda kendine mahsus teklifini dermeyan ediyor. bu alanda islâm'ın da öngördüğü bir dizge var. üselik pratikteki gözlemlerimiz bize, islâm'ın öngördüğü dizgenin daha sağlıklı olduğunu ispat ediyor. fakat acaba bir müslümanı müslüman yapan husus, islâm'ın gerek bu alandaki, gerek diğer alanlardaki üstün düzenlemesi midir? yoksa faraza islâm bu türden düzenlemelere girmemiş bile olsaydı, müslüman gene de müslüman olmaya devam edecek miydi?
soruyu şöyle de ortaya koymak mümkün: nüslüman, birtakım maddi beklentiler ve umutlar sonucu mu müslüman oluyor? yoksa Allahın rızasını kazanmanın dışında ve onun önüne geçebilecek başka hiç bir beklentiye yer vermeden mi?