1981 Yılının bir bayram sabahında Afyonkarahisar’da, beş çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gözlerimi açtım. İlk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra üniversite için gittiğim İstanbul’da yirmi yıl kadar kaldım. Laboratuvar teknikeri olarak çeşitli sağlık kuruluşlarında görev aldım. Evli ve iki çocuk annesiyim. Çocukluğumdan beri edebiyata olan ilgimin ilk adımını Cumba Kültür ve Sanat Platformu yazarlık atölyesi eğitimi ile attım. Öykülerim 2016-2017 ve 2017-2018 Seçkilerinde yer aldı. Bir Daha mı Tövbe isimli öyküm Cumba Kültür ve Sanat Platformu 2017 Şiir ve Öykü yarışmasında ilk on eser arasında yer alarak kendine kitapta yer bulmuştur. Kendi çocuklarıma kurgulayarak anlattığım masallardan derlediğim, 3-7 yaş arasına hitap eden iki adet masal kitabım da bulunmaktadır. Salyangoz Sali’nin Maceraları 1, Sali Uyanıyor, Salyangoz Sali’nin Maceraları 2 ve Sali Kendini Keşfediyor masallarım anaokulları ve kreşlerdeki çocuklarla buluşuyor. Onlara masallar anlatmaya ve masal atölyeleri düzenleyerek kendi masallarını yazmalarına yardımcı olmayı ve “en büyük ilham kaynağım” olan çocuklar ile vakit geçirmeyi çok seviyorum. Halen Afyontime internet gazetesinde ve yerel gazete olan Hisar gazetesindeki köşesinde yazılarım yayımlamaya devam etmektedir.
Türkiye’de kadın olmak zor, vah vah deyip geçmek yerine “Ben de varım.” diyenler; sizleri bu etkinliğe davet ediyorum.
“21 Kadın 21 Öykü ile Kadınların Sesi Oluyor…
Kitapta öyküleri ile yer alan yazarlar seçkiden elde edecekleri TÜM GELİRİ BİR KADIN DERNEĞİNE BAĞIŞLAYACAKLAR. Bu şekilde kadınların emeği yine kadınlar için kullanılmış
21 Kadın 21 Öykü
Bir araya gelindiğinde daha güçlü olunabilindiğinin farkında olan 21 kadın, edebiyat dünyasında güçlerini birleştirerek kolektif bir çalışmaya imza attılar.
Edebiyat alanında ilk defa yapılan bu çalışmada kadın gözünden, kadın dilinden kadınlar konu alındı.
#109394640
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin.
Yüreği yalnız kendiyle dolu
Duvarları ancak çarpınca görenin.
Şükrü ERBAŞ
21 Kadın rahat uyuyamamış. Kapısını örtüp perdesini çekmemiş. Yürekleri yalnız kendileriyle dolu değilmiş. Duvarları çarpmadan önce görmüş.
Sonra gördüklerini göstermek için kalemi eline almış. Kalem
Kadın var ki; ağlar, konuşur...
Kadın var ki; bağırır, konuşur...
Kadın var ki; haykırır, konuşur...
Kadın var ki; susar, konuşur...
Kadın var ki; yazar konuşur...
Ve bu 21 kadın, gönül seslerini kaleme döküp, 21 ayrı öyküyü bir kitapta toplar ve bu kitap sosyal sorumluluk projesi kapsamına getirilip kız çocuklarına burs sağlanır... Bundan daha
Kadına şiddet, kadın cinayeti , çocuk gelin kavramları toplumda var oldukça her yıl 8 martta kadınlar günü kutlamanın anlamı yok. Dünyanın her yerinde kadın olmak zor. Maalesef ülkemizde de zorluklar içinde yaşam mücadelesi veriyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği demek sağlıklı toplumlar demektir ve önce dilimizi , bakış açımızı eşitleyerek başlanmalı. Kadın yada erkek olmak değil insan olmak önemli. İnsanca yaşadığımız gün kutlama yapabiliriz. Böyle zorluklar yaşadığımız günlerde 21 cesur yürekli, kalemi güçlü kadın bir araya gelmişler ve bizde edebiyat dünyasında varız demişler. Çok da iyi etmişler. 21 kadından içinden farklı bir çok kadının hikayesi geçen 21 öykü ortaya çıkmış ve bizlerle buluşmuş. Yolu açık olsun. Umarım bu güçlü kalemlerin daha devamı gelir. Kadının gücünü , dayanışmasını daha fazla görürüz.