2005-2010 yılları arasında yayımlanan İkindi Yağmuru dergisinin yayın ekibinde yer aldı. Öyküleri İkindi Yağmuru ve Tasfiye dergilerinde, sinema yazıları da Hayal Perdesi sinema dergisinde yayınlandı. Borges mi Ben mi yazarın ilk kitabıdır…
Söndürebildiğim bir ateşe, öldürebileceğim bir insana, kırıp parçalayacağım herhangi bir şeye tapmam, tapılacak biri varsa o hep galip olandır, her daim galip olan Tektir.
Kitabı, Aykut Ertuğrul'un Kusurlu Rüya kitabında yazmış olduğu eleştiri yazısı ile tanıdım. Bitireli yirmi dakika kadar oldu. Öyküleri hazmettim bu süre zarfında ve sabah mesai olmasına rağmen kitabın bıraktığı etki uykumu aldı götürdü. Remzi Şimşek'in kalemi olmak isterdim, bu ne güzel bir kalem öyle, iyi ki diyorum iyi ki bu yollarda yürüyoruz. İyi Edebiyat okumak diye buna derler. Öykü yazmak isteyen biri olarak kitaba vuruldum kaldım. Tek solukta biten bu kitap sonrası yazarın diğer kitaplarına gözlerimi diktim.
Remzi Şimşek'in 12 tane öyküsünden oluşan bu kitapta yazar okuyucuya hem düşünme alanı yaratıyor hem de çok fazla serbest bırakamıyor. İlk öyküde karşımıza çıkan yalan meselesinde de karşımızdaki insan eğer yalan söylediğimizi anlarsa gerçekten de yalan söylemiş olur muyuz, diye insanı şüpheye düşürmektedir. Hem dışarıdan bir gözle hem de olaylara müdahale ederek bir anlatımı vardır. Bazı hikâyelerin birbirleriyle olan bağlantısını gördükçe devamını heyecanla bekliyorsunuz ve bir sonraki hikayede neler olabileceğini nasıl bir kurgu oluşturduğunu tahmin edemiyorsunuz. Bu da biz okuyucuları daha da meraklandırmaktadır.
Ah be Sacit ah be oğlum kitabın arka kapağını okuduğum an anlamıştım senin ben olduğumu.
Bazılarımız için bizi diğerlerinden ayıracak o süper güce sahip olamazsak ana karakter olamazmışız önyargısını silen bir kitap.