Sanat size daha özgür bir toplum ve daha insani iliş kiler "imajını" verebilir, fakat bunun ötesine geçemez. Bu anlamda, estetik teori ile politik teori arasındaki fark ortadan kaldırılamaz bir farklılık olarak kalır:
Bazen, kafa karışıklığından, Ötekiyi canavara ve tanrıya dönüştürdüğümüz bilinir. İzhar edilemez tanrının kendini açığa vurduğu hierofaniler çoğu zaman korkunçtur. Monstrare kelimesinin etimolojisine bakacak olursak iki anlamla karşılaşırız: göstermek ve uyarmak. Zeus'un yağmacı bir boğaya veya yırtıcı bir kuğuya dönüşmesi, bu paradoksun somut örnekleridir. Hint tanrıçası Kali, fanileri nasıl korkutacağını iyi biliyordu şüphesiz. Kutsal Kitap'ın genellikle "iyi" tanrısı bile zaman zaman korkutucudur; tıpkı Eyüp'ün farkına vardığı gibi; ya da oğlu İshak'ı öldürmesi emredildiğinde İbrahim'in, İsrailoğulları'nın kara meleği ile güreşirken uyluk kemiğinin çıktığını anlayan Yakup'un farkına vardığı gibi. Ya da Cebrail'in dillsiz ettiği Zekeriya gibi. Kıskanç bir Tanrı'nın kullarını korkutmak için gönderdiği seller, vebalar ve büyük yangınlara ilişkin hikayeler de cabası. Tanrının varlığını dehşet saçarak gösterdiği anların sayısı hiç de az değildir. Mistiklerin dediği gibi, Tanrı fascinans et tremen dum'dur- büyüleyici ve korkutucu.
Michel Foucault'nun belirtti- ği gibi, "pusuya yatmış bekleyen öyle canavarlar vardır ki bilginin tarihiyle birlikte bunların da biçimi değişir". Zira kim olduğumuza ilişkin fikirlerimiz değiştikçe, bu kimliği neyin tehdit ettiğine ilişkin fikirlerimiz de değişir. Meçhulden gelen eşik yaratıkları süzülüp ge- çer, maske değiştirir. Bu dünyadan olduğumuzu, bu toprakların yer- lisi olduğumuzu fısıldarlar kulağımıza. Kabil'in nişanı var bizde de; ilkel bir bilinçdışı, Akhilleus'un topuğu misali, en zayıf noktamız; topallatıyor bizi. Canavarlar, gözümüz göklerdeyse, kökenlerimizin de toprakta olduğunu gösteriyor bize. Meşru düzlemde düşünülüp dile getirilebilecek olanın sınırlarına dadanıyorlar. Tanım gereği teş- his edilemeyen bu yaratıklar, muteber teşhis normlarımıza meydan okuyor. Gayri-tabii, ihlalci, müstehcen, çelişkili, heterojen, deli: Ca- navarlar ne geceleri uyku yüzü gösterirler bize, ne de gündüzleri huzur. Sevimli Canavarlar/Monsters Inc. filminde iddia ettikleri gibi "sırf sevdikleri için korkutsalar da", neticede hâlâ korkuturlar.