Richard Nelson-Jones, 1936’da Londra’da doğdu. Beş yılını İkinci Dünya Savaşı mültecisi olarak Kaliforniya’da geçirdikten sonra, 1960’larda Stanford Üniversitesi’nden yüksek lisans ve doktora derecesi almak için döndü. 1970 yılında Aston Üniversitesi Eğitim Bölümünde, 1971’de öğrencileri almaya başlayan Eğitimsel Ayarlar alanında bir Diploma kurmak üzere öğretim görevlisi olarak atandı. Bir yıl boyunca her biri öğrencilere hem öğreten hem de becerilerini geliştiren devletler. Bu süre zarfında ağırlıklı olarak müşteri merkezli bir yönelimden daha bilişsel-davranışçı olmaya doğru genişledi. Ayrıca 1982 yılında yayınlanan ve şimdiki Psikolojik Danışma ve Terapi Teorisi ve Uygulaması olan makalenin ilk baskısını yazdı.
1984’te Doçent olduğu Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsü’nde psikolojik danışmanlık eğitmeni ve ardından danışmanlık yaptı. Londra ve Sidney’de yayınlanan araştırma makaleleri, mesleki konular üzerine makaleler ve kitaplar yazmaya devam etti. Aston Üniversitesi’nde çalıştığı gibi, müşterilerine yeteneklerini sürdürmeleri için danışmanlık yaptı. 1997’de RMIT’den emekli oldu ve Tayland’daki Chiang Mai’ye taşındı. Orada psikolojik danışma ve öğretmenin yanı sıra psikoloji ders kitaplarında psikolojik danışma ve danışmanlık yazarı olarak devam etti. İngiliz ve Avustralyalı bir vatandaş, şimdi vaktini Chiang Mai ve Londra arasında bölüp düzenli olarak Avustralya’yı ziyaret ediyor.
Danışma Psikolojisi, uygulamalı psikolojinin en geniş uzmanlık alanı olarak tanımlanabilir. Uygulayıcıları sosyal kurumlarda, okullarda, hastanelerde veya endüstride çalışabilmektedirler. Psikoterapi veya Psikolojik danışma yapabilirler.
Ellis, tüm insanların temelde iki amacı olduğunu ileri sürmektedir: birincisi canlı kalmak, ikincisi acıdan uzak kalarak görece, kendini mutlu hissetmektir.
Bazı ruhsal hastalıkların nedeni biyokimyasal bozukluklar ve beyin hasarı olmakla beraber, pek çoğunun nedeninin en iyi açıklaması sorumsuzluktur. Glasser, pek çok durumda semptomların kişinin geçmişinden dolayı değil, şu anki yalnızlık ve başarısızlığından dolayı ortaya çıktığına inanmaktadır.
Rogers, ebeveynlerin kendilerinin koşulsuz kendine saygıyı yaşadıkları ölçüde çocuklarına karşı koşulsuz olumlu saygı hissedebileceklerini gözlemiştir.
İlk önce insan kendinin danışmanı olmalıdır. Araştırmalara ve hayati yaşanmışlara dayanarak diye bilirim ki, insan kendi içindekileri kendine anlatdıkda çok iyi yönde kendinden etkileniyor.İnsan hayata, hayat insana danışmanlık yapıyor.