Ricoldus De Monte Crucis

Doğu Seyahatnamesi yazarı
Yazar
7.7/10
76 Kişi
236
Okunma
4
Beğeni
1.068
Görüntülenme

Öne Çıkan Ricoldus De Monte Crucis Gönderileri

Öne Çıkan Ricoldus De Monte Crucis kitaplarını, öne çıkan Ricoldus De Monte Crucis sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ricoldus De Monte Crucis yazarlarını, öne çıkan Ricoldus De Monte Crucis yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir zamanlar Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında cereyan eden bir savaşta, Monchor adında bir Müslüman varmış. Kendisinden daha yüksek mertebede soylu bir Müslüman'ın atından düşerek, ölüm veya Hıristiyanlara esir düşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını görmüş. Derhal kendi atından inmiş ve "Benim atıma bin ve kaç. Çünkü senin esir düşmen veya ölmen benim ölmem veya esir düşmemden daha fenadır," demiş. Öteki Müslüman dediğini yapmış ve kaçmış. Atını veren ise ötekinin yerine esir düşmüş. Gel zaman git zaman, onun atıyla kaçan soylu sultan olmuş ve onu zindandan kurtarıp, esir tutan Ermenistan krallığındaki Hıristiyanlardan öcünü almış. Günahın çocukları arasındaki ittihat ve birlik böyle. Onlar böyle devam ettikçe helak dini de sürecek..
Sayfa 91 - Kronik KitapKitabı okudu
Tatarlar
Beylerinin buyruklarına ölüme dek itaat ederler, birini idama mahkûm ettiğinde beyleri, "Kesin bunu ve uyutun!" der. Zira ölümün, ölüm olmadığına, uyku olduğuna inanırlar. Bu yüzden ötekiler gelip, öldürülecek olana, "Beyimiz seni kesip, uyutmamızı buyurdu," derler. Mahkûm itiraz etmeden, "Beyimiz böyle buyurdu," der ve itaatkâr şekilde derhal kollarının bağlanması için hazırlanıp, "Bağlayın beni," der..
Sayfa 46 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Günlerden bir gün bir Fransız, Tatarların ulu imparatoru ve prensinin huzuruna çıktığında, prens ona sorar: "Bana ne getirdin?" Fransız cevap verir ve "Hiçbir şey getirmedim, zira sizin yüceleğinize ne yarışır, bilmiyordum," der. Prens tekrar sorar: "Ülkemize gelirken gökte uçan kuşlar, hiç bahsetmedi mi kudretimizden?" Fransız cevaplar: "Bahsetmişlerdir belki de haşmetlim, lakin ben onların dilinden anlamam." İmparator bu cevaptan hoşnut olur ve yumuşar..
Sayfa 44 - Kronik KitapKitabı okudu
Seyahatimize devam etmek için yola koyulduğumuzda, develerimizin önünde gebe bir Türkmen kadın yürüyordu. Bu halde çöle vardığımızda gece bebeği gizlice, o kadar sessiz doğurdu ki içlerinden biri dahi hiçbir şey işitmedi. Sabah olduğunda küçük bebeği annesinin kollarında ağlar bulduk. Fakat ne doğum yapması ne de doğum sırasında çektiği ağrıları bizi yoldan alıkoydu.
Halife kendisine yemek verilmesi için yalvarınca Tatarlar önüne yemesi için altın,gümüş ve değerli taşlar koydular.Halife önüne konulanları reddedip sadece ekmek yiyeceğini söyleyince, “altın değil de diğer insanlar gibi ekmek yiyeceksen,tüm dünyaya yetecek bu kadar altını neden biriktirdin?” diye sordular.Biraz altın eritilip Halife’nin boğazına dökülmesini buyurdular.Ve o zaman “altın ye altın iç” dediler.
Tebriz'den güneye inerek, kötülük ve gaddarlıkta ziyaret ettiğimiz barbar ulusların hepsini gölgede bırakan cani ve kuduruk Kürt halkının yaşadığı topraklara vardık. Kürtler, yabani keçiler gibi yüksek sarp dağlarda boyun eğdiren Tatarlar bile onları dize getirememişlerdi..
Sayfa 63 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
123 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.