Rıdvan Karluk Quotes
You can find Rıdvan Karluk quotes, Rıdvan Karluk book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Ortadoğu'nun yerini vicdanında bilmeyen Avrupa ..
" Türkiye'nin gerçek yeri Avrupa Birliği değil Ortadoğudur. "
Beta Yayınları/Nicholas Sarkozy, Fransa Cumhurbaşkanı (2008)
" Avrupa'ya yönelmiş bir Türkiye bizim için, Avrupa'ya sırtını dönmüş bir Türkiye'den daha iyidir. "
Beta Yayınları/Tasos Papadopulos, Le Monde, 7 Kasım 2005
Sorunlar az çok belliyse şayet..
" Tam üyelik, önümüzdeki 50 yılın acil bir sorunu değil. "
Beta Yayınları/Angela Merkel, Almanya Başbakanı, 22 Mart 2007
" (...) AET ile ilişkilerin hızla düzelme yoluna girmesi, Milli Selamet Partisini rahatsız etmiştir. Gelişmelerden hoşnut olmayan bu Parti, Hükümet ve Dışişleri Bakanı hakkında TBMM'ye gensoru önergesi vermiştir. 5 Eylül 1980'de önerge Meclis'te kabul edilince Başbakan Süleyman Demirel, Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen'den istifa etmesini istemiştir. Ayrıca Başbakan Süleyman Demirel, Türkiye'nin Topluluğa girmesi şimdilik söz konusu değil şeklinde demeç vermiştir. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı, 6 Eylül 1980 tarihinde istifa etmek zorunda kalmıştır. 12 Eylül 1980'de Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyması ve TBMM'yi fesh etmesi sonucunda, Türkiye-Topluluk ilişkileri yeni bir döneme girmiştir. "
Beta Yayınları
(iç)li - (dış)lı minnaklar..
" Türklere, Yunanistan tam üyelik isterken, Yunan örneğini izleyip, tam üyelik talep etmelerini tavsiye ettik. Hazır değilseniz, uzun bir geçiş dönemi sağlarız önemli değil. Önemli olan işi sağlama bağlama dedik. Tereddüt eden, Türk tarafı oldu. "
Beta Yayınları - Egon Klepsch
" Türkiye'nin tam üyeliğinin tartışılması bile, AB'nin Türkiye'ye uyguladığı bir çifte standarttır. "
Beta Yayınları
" Türkiye, Avrupa Birliği ve batılı dünya için önemli bir zamanda Doğu ile Batı arasında bir köprü olarak eşsiz bir konuma sahiptir. "
Beta Yayınları/İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth, 13 Mayıs 2008
" Türkiye, Katma Protokol hükümlerine göre topluluğa yönelik kota hükümlerini kısmen yerine getirirken Topluluk, Türk sanayi ürünleri ihracatına iki istisna dışında kota koymama taahhüdüne sadık kalmamıştır. İngiltere, 2 Mart 1975 tarihinde aldığı tek taraflı bir karar ile Türkiye'nin pamuk ipliği ihracatını kısıtlamıştır.
(...)
Türkiye, daha sonraki yıllarda Katma Protokol hükümlerine tamamen aykırı bir şekilde Topluluk ile gönüllü ihracat kısıtlaması anlaşmaları imzalayarak yürürlüğe koymuştur. İlk kısıtlama anlaşması, Pamuk İpliği Anlaşmasıdır. 30 Temmuz 1982 tarihinde imzalanmış ve 21 Ağustos 1982 günü yürürlüğe girmiştir. Daha sonraki yıllarda t-shirt, pantolon, sair pamuklu dokuma, yatak çarşafları, erkek ve çocuk gömlekleri, havlu ve havlu nevi bukleli mensucat, bluz, örme giyim eşyası gibi tekstil ve konfeksiyon ürünlerinde Topluluk, ülke bazında tek taraflı kararlar ile Türk ihraç ürünlerine miktar kısıtlaması getirmiştir. Aralık 1985 tarihinden sonra Türk özel sektör temsilcileri ile Topluluk yetkilileri arasında görüşmeler yapılmak suretiyle gönüllü ihraç kısıtlama anlaşmaları yürürlüğe konmuştur. Bütün bu uygulamalar, Topluluğun Katma protokol ile üstlenmiş olduğu yüklenimlere aykırıdır. "
Beta Yayınları
Suyu bulandırılmak için hep bir "doğru zaman" vardır ..
" Birçok Avrupalı için temel sorun, 57 milyon nüfuslu Müslüman bir ülkeyi Avrupa'nın içine alıp alamayacağı ve bunun gerekip gerekmediğidir. İlginçtir ki , bu sorun Avrupa'da Müslüman göçmen işçilere karşı hoşgörüsüzlüğün ve yabancı düşmanlığının tırmandığı bir dönemde gelmektedir. "
Beta Yayınları - Graham Fuller&Ian O.Lesser /Turkey's New Geopolitics
" Giscard d'Estaing, 1989 Haziran ayında yapılan Avrupa Birliği seçimleri dolayısıyla gerçekleştirilen bir televizyon açık oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AT'ye katılmasının aleyhinde olduğunu açıklamıştır. G. d'Estaing, Türkiye'yi dost bir devlet olarak nitelendirmekle birlikte, Roma Anlaşmasında yer almayan din farkından dolayı Türkiye'nin topluluğa üye olamayacağını savunmuştur. Aslında d'Estaing'in bu çelişkili görüşünü yadırgamamak gerekir. Çünkü daha 14'ncü yüzyılda Avrupa'yı tehdit etmeye başlayan Osmanlılara, diğer bir deyişle 'Türk Tehlikesine' karşı, Kıta'nın bütünleştirilerek bir federasyona dönüştürülmesi ve anlaşmaların ortak bir yüksek mahkeme tarafından çözümlenmesi önerilmiştir.
Bunun anlamı şudur: Geçmiş dönemde Avrupa'da bir birlik kurmanın tarihinde, Türk tehlikesine karşı güçleri birleştirme amacı yatmıştır. "
Beta Yayınları