Tunç çağından İslam'ın gelisine kadar Arap yarımadasında bulunan kabileler, ekonomi politik yaklaşımları, sanat mimari, dil ve edebiyat gibi konuları arkeolojik bulgularla görsel destekler vererek derinlemesine incelemiş. Bütün herşey bir tarafa MÖ 240-630 yıllarıni anlatan döneme ilişkin, yönetimsel gücü elde tutmak amacıyla yapılan icraatları anlatan pragrafi takdirlerinize sunuyorum. "Yönetici elitler artık kitlelerin inançlarına kayıtsız kalamadılar. Nitekim her iki krallığın imparatorları da tebalarının artık çoğunluğuyla inançlarını paylaşmak istediler ve kendi topraklarında dini tek tipliliğin teşvik edilmesi uğraşına girdiler. Bu dini tek tipliliği ise hiyerarşik olarak düzenlenmiş bir ruhban sınıfı aracılığıyla gerçekleştirdiler. Böylece din ve siyaset gitgide daha yakından ilişkili hale geldikçe savaş gittikçe artarak dini bir karakter kazandı ve dini farklılıklar sıklıkla siyasi muhalefetle eşleştirildi. Sonuçsa tam anlamıyla bir fiyasko oldu."