Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Roger Griffin

Roger GriffinFaşizmin Doğası yazarı
Yazar
6.0/10
1 Kişi
12
Okunma
1
Beğeni
989
Görüntülenme

Roger Griffin Gönderileri

Roger Griffin kitaplarını, Roger Griffin sözleri ve alıntılarını, Roger Griffin yazarlarını, Roger Griffin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nazizmde, palingenetik ultra-milliyetçilik üzerinde temellenen bir siyasal ideolojinin ardına gizlenmiş acımasızlık tüm potansiyeli ile su yüzüne çıkıyordu. Almanlar karşısında zorlu seçenekler vardı: sağlıksızlık ya da yeniden doğum, ölüm ya da yaşam. Bu ikilemin korkunç insani sonuçlarım zaman zaman Nazi liderleri kendileri de etkili bir biçimde
Sayfa 371
Nazizmin yıkıcılığını besleyen diğer bir önemli unsur, kuruluşlarını gerektiği gibi gerçekleştirdikten sonra tüm hiyerarşik yapılar tarafından geliştirilen özerk yönetsel ivme ve dolayısıyla da uyguladıkları programlardır.
Sayfa 365
Reklam
Milyonlarca vatandaş için Nazizm millet ve devletle özdeş görüldüğünde ve tüm potansiyel muhalefet biçimleri ezildiğinde ya da susturulduğunda, Gleichschaltung [koordinasyon] programı, Mussolini'nin yönettiği devlete kıyasla olağanüstü güce ve etkinliğe sahip bir sınai-askeri-devlet yapısı kurulmasını mümkün kılmıştı.
Sayfa 365
Tarihsel süreçte, tüm imkansızlıklara rağmen iktidarı ele geçirebilen sadece iki faşizm biçiminden bir tanesinin benzersiz yıkıcı (ama nihilist değil) potansiyele sahip bir ideoloji ile var olması, "Murphy Kanunlarının" özellikle grotesk ve trajik bir tezahürüdür. Faşist İtalya'nın başvurduğu Mazzinici squadrista ya da Roma imparatorluğu miti, Mosley'in Daha Büyük Britanya yaklaşımı, Degrelle'nin daha fanatik Rexistlerinin beslediği yeni bir Burgonya hayali ya da Akademik Karelia Topluluğu'nun geliştirdiği süper Fin ırkı anlayışı; bunların hiçbiri, Nazilerin Yahudisiz ırksal imparatorluk hayallerinin ima ettiği askeri şiddet ve ırksal zulüm ölçeğiyle kıyaslanamaz. Her ikisi de, savaşın patlak vermesiyle birlikte, Rusya'yı fethetmeyi ve Yahudileri fiziksel olarak dünya yüzeyinden silmeyi içerecek biçimde radikalleştiler ve tam bu noktada Üçüncü Reich emperyal hırslar ve sistematik barbarlık açısından Japon İmparatorluğu'nu bile geride bıraktı. NSDAP'ın, 1933'te iktidarı ele geçirdiğinde, toplumsal değişim programına da kattığı ve kısa süre sonra kazanacağı askeri-sınai güç ve fanatik destekle uygulamaya koyacağı kendinden menkul misyonu sapmaz bir kararlılıkla kovalayacak bir lidere sahip olması, milyonlarca insan için trajik bir durumdu.
Sayfa 362
Gelecekte liberal ulus devletler ne tür krizlerle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, faşizmin gelişmek için gereksinim duyduğu siyasal alan ve ultra-milliyetçi iklimi eşgüdümlü siyasal bir güç olarak engelleyeceklerini varsaymak için çok fazla neden mevcuttur. Neofaşistlerin 1970'lerde kronik istikrarsızlığı olan liberal yönetime sahip bir ülkede, İtalya'da iki savaş arası koşulları ("gerilim stratejisi"ne başvurarak) suni olarak yeniden yaratma girişimi bile liberalizm karşıtı ya da faşizme yönelen bir savrulma yaratmakta tamamıyla başarısız oldu.
Sayfa 350
Bir uzman tarafından "Fransız ve Avrupa neofaşizminin en tehlikeli ideologu" (Algazy, 1984, s. 221) ilan edilen Maurice Bardeche'in klasik Qu'est-ce que le fascisme? eserinde faşizmin iki savaş arası ve savaş sonrası türlerini birbirine bağlayan yapısal ilişkiye çözümlememizi (ve 5. Bölüm'de faşist ve para-faşist rejimler arasında yaptığımız anahtar sınıflandırıcı ayrımı) özünde doğrulayacak biçimde işaret etmesi de bizim değirmenimize su taşıyacaktır.
Sayfa 277
Reklam
Faşizmi zamanın şartlarına uydurma isteği faşizmin ideolojik kabuğunda da önemli değişikliklere yol açtı. Eski ve yeni faşizm zaman zaman AIDS ve feminizm gibi çağdaş konulara da el attı ve "Erika" serisinden, dört dilde yayınlanan Feminen Avrupa Düşüncesi başlıklı broşürün örtük bir neo-Nazi propagandası olduğu ortaya çıktı.
Sayfa 275
Hangi faşist hareketi ele alsak, ölüm ve yeniden doğuş, çöküş ve yenilenme miti ultra-milliyetçi nüveyi oluşturur.
Sayfa 228
1930'a kadar, parlamenter sistem Nazileri başarıyla marjinalize etti. Daha sonra, Hitler'in Almanya'daki başarısı, Büyük Buhran'ın etkileri ve özellikle de 1932-1934 uzun devlet krizi, Alman kan kardeşleri ölçeğinde bir kitle hareketine dönüşemese de NSDAP'ın gerçek bir popülist güç olmasını sağladı.
Sayfa 205
Faşist İtalya ve Nazi Almanyası 1918 sonrası Avrupa'da kurulan diğer otoriter rejimlerle kıyaslandığında karşımıza hemen çok önemli bir fark çıkar: Hiçbiri, yeni milli düzen yaratma kararlılığı taşıyan popülist nasyonalist sistem dışı bir devrimci hareket ile iktidarın ele geçirilmesi sürecinin doğrudan ürünü değildir. Şu veya bu şekilde hepsinin iktidara gelişi, yönetici seçkinlerin alt gruplarının ya da onların askeri temsilcilerinin çabalarıyla olmuştur ve hedefleri var olan sınıf yapısının ya da geleneksel değerlerin temellerine zarar vermeden istikrarı ve güçlü yönetimi tesis etmektir. Yani, dinamikleri özünde gerici ve muhafazakardır.
Sayfa 198
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.