The Archer'ın potansiyeli o kadar yüksekti ki okurken kahroldum.
Ana karakterimiz olan Aslin erkek kardeşinin yerine geçip savaşa gidiyor, aylarca orada kalıyor. Sonrasında bir intihar görevi esnasında yakalanıp Ero ile tanışıyor.
Kitaba o yakalandıktan sonra başlıyoruz. Sonrasında Ero ile birbirlerine aşık falan oluyorlar çok öngörülebilir bir şekilde.
Ailesi ile olan ilişkisini, kardeşinin yerine geçişini, aylarca kamptayken yaptıklarını, Aslin'in yakalanışına kadar olan ve onu o noktaya getiren bütün kararları okuyabilirdik. Mükemmel olurdu. En az 8/10 olurdu.
Yazarın diline bayıldım. Simgeselliğe bayıldım. İletişim problemlerinden nefret ettim. AMA YİNE DE potansiyeli çok yüksek bir kurguyu harcamış olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.