Ruşen Çakır

Ruşen ÇakırAyet ve Slogan author
Author
Compiler
Translator
Editor
8.1/10
51 People
184
Reads
17
Likes
2,453
Views

Ruşen Çakır Quotes

You can find Ruşen Çakır quotes, Ruşen Çakır book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Erdoğan: "65 yaşın üstündekiler siyaset yapmasın."
1999'da demiş bunu
“Yönetime talip olmalıyız." Yönetime talip olmak... Bu Nakşilerin artık sık sık dile getirecekleri başat talepleri olacaktır. Talip olmanın yolu ise yasal bir partide örgütlenmek ve siyaset yapmaktır. 1987 Kasım seçimleri öncesi bu parti Prof. Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi idi. Prof. Esad Coşan, derginin Kasım sayısında tüm İslami yapıları, adını açık açık dile getirme­mekle birlikte RP'yi desteklemeye, onun için çalışmaya, ona oy vermeye çağırmıştı.
Reklam
An­cak (İsmail Ağa) cemaatin söylemini tamamıyla modern dünyaya kökten karşı çıkış üzerine oturtması, ülkenin bu en büyük metropolünde gelenekleriyle kozmopolit kültür arasında sıkışıp kalmış taşra kökenli insanlar arasında yankı bulmasına yol açıyor. (...) tek başına kılık kıyafetleriyle bile "karşıt saflarda" tedirginlikler, kaygılar ve korkulara yol açarak kolektif bir intikamın keyfini yaşıyorlar.
İslamcıların, iktidara gelirlerse herkesi kör testereyle keseceklerini vehmedenlere, "Ya siz iktidara gelirseniz kimleri keseceksiniz? Kör testere yerine ne kullanacaksınız?" diye sormak gerekiyor.
Sayfa 18 - Metis YayınlarıKitabı okudu
(İslam) derginin 1985 Temmuz sayısından, A.Özcan Emre imzalı bazı fıkhi değerlendirmeleri alalım: "Elbiselerin rengi: Elbiselerin beyaz ve siyah renkli olması müstehabtır. Yeşil renkli olmaları da sünnete uygun­dur. Elbiseler kırmızı ve sarı renkli olmamalıdır [erkekler için] çünkü Pey­gamber s.a.s. bu iki rengi erkeklerin giymelerini yasaklamışlardır.”
"Artık okuyan ve düşünen insanlarımızın salt onaylayıcı olmaktan çıkıp seçici olmalarını tasvip etmedikleri bir durum karşısında eleştiri haklarını kullanmalarını istiyoruz."
Sayfa 141 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Erdoğan ideoloji olarak Erbakan'ı, siyaseten Turgut Özal'ı taklit ediyordu.
İslam gettosu.
Tarikat içi ilişkilere verilen yoğun önem, birçok tarikat yapısında olduğu gibi, İsmail Ağa Cemaati'nde de, mürşidin odasına dizler üzerine sürünerek girip çıkmak gibi ritüellerin ortaya çıkmasına yol açıyor. (...)Kendi küçük cemaatlerini içinde yaşadıkları topluma karşı bir güç olarak tanımlamaları, doğal olarak içinde yaşadıkları toplumu da kendi küçük cemaatlerine karşı bir güç olarak tanımlamalarına neden oluyor. Bu tanımlamalarda ısrar edildikçe cemaat kendi içinde daha da sıkı kenetleniyor ve kendini toplumdan daha da yalıtıyor. Sonuçta, modern Türkiye'nin bağrında bir "İslam gettosu”nun temelleri atılıyor. (Adını, şeyhleri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun imamlığını yaptığı İstanbul Fatih’in Çarşamba semtindeki İsmail Ağa Camii'nden alan ce­maat, kamuoyunda daha çok caminin hemen yakınındaki İsmail Ağa Erkek Kuran Kursu ve yurdu ile İsmail Ağa Kız Kuran Kursu, ve yurduyla tanınıyor. 1330 öğrenci kapasiteli, dıştan altı, içten sekiz katlı birinci kurs ve yurt binası daha inşaat halindeyken basında gündeme gelmiş, “saray yavrusu, Türkiye'nin en modem Kuran kursu binası" olarak tanım­lanmıştı?
İslami oluşumlar faaliyetlerini alenileştirdikleri ölçüde toplumsal planda meşruiyet kazandılar. Bu meşruiyetin ge­rekçelerinden biri kuşkusuz laik basının iddialarının devlet tarafından önemsenmemesi ya da ufak tefek müdahalelerle geçiştirilmesiydi. İhbar edilen faaliyetlerin önemli bir çoğunluğunun adli makamlarca aklanması ve bazı durumlarda iktidar tarafından yasalara aykırı bir durumun olmadığının dile getirilmesi (Örneğin eski ANAP yöneticisi ve Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık'ın "Ben Nakşibendiyim" demeci) İslami hareketlerin önüne hu­kuki anlamda çok geniş bir meşru alan açtı.
"İslam'ı tekrar hayata döndürmenin yolu akletmekten geçmektedir. Akıl cihazını toplumun tümünü etkileyecek şekilde kullanmazsak ne İslam anlaşılır, ne de onunla amel olunabilir."
Sayfa 187Kitabı okudu
141 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.