Duygularımızı yaşarken, onları içimizde yaşama ve kontrol edebilme becerisi, başkalarına yansıtmadan önce bu duygularımızı, uygun şekilde değiştirmemize fırsat verir. Kendimizi sakinleştirmeye çalışarak, daha olumlu düşünerek veya bu duyguyu ifade etmenin neden iyi olmayacağını kendimizle konuşarak, bu ilk duygusal dürtüyü büyük ölçüde azaltabilir veya ortadan kaldırabiliriz.
Ayrıca, duyguların içselleştirilmesinin başka faydaları da vardır. Duygularımız bize; olumlu, olumsuz ya da hoş olmayan durumları da görmemizi sağlar. Bu nedenle yaptığımız işe devam etmemiz için bizi teşvik edebilir veya durdurabilir ya da daha iyi bir şeyi yapmamızı sağlayabilirler. Yani bizi bir tür eyleme yönlendirirler. Bu durumda, duygularını içselleştirebilen çocuklar, aynı zamanda motivasyonlarını da içselleştirme becerisini geliştirirler. İçsel motivasyon olarak adlandırılan bu beceri, çoğu insanda görülen hırs, kararlılık, irade veya sadık olma gibi özelliklerin de kaynağıdır. Kendi iç motivasyonumuzu geliştirdiğimizde, küçük çocukların ihtiyaç duydukları gibi teşvik, ödül veya çeşitli kazanımlara ihtiyacımız kalmaz. Planlarımıza bağlı kalabilir, hedeflerimizi takip edebilir ve dikkat dağıtıcı şeylere karşı direnebiliriz, çünkü kendi davranışlarımızı hedefe yönlendirmek için, kendi içsel motivasyonumuzu kullanırız. Ödül veya teşvikler olmadan da kendimizi motive edebiliriz. Kişiye özel, içselleştirilmiş duygular, yine kişiye özgü motivasyonların kaynağı haline gelir ve bunlar, hedeflere ve geleceğe yönelik davranışları destekler. Bu durum, bireyin en önemli parçası olan iradeyi temsil eder.