Russell Barkley

0.0/10
0 People
1
Reads
0
Likes
59
Views

About

Russell Alan Barkley, 2022 yılına kadar VCU Tıp Merkezi'nde, klinik psikiyatri profesörü olan ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) üzerine kitapların yazarı olan Amerikalı emekli bir klinik nöropsikologdur. 1973'ten bu yana araştırmalara katılan ve 1977'den beri lisanslı bir psikolog olan kendisi, DEHB konusunda uzmandır ve bilimsel kariyerinin çoğunu DEHB ve çocuklukta meydan okuma gibi ilgili alanları incelemeye adamıştır. Yavaş bilişsel temponun ( SCT ) adının konsantrasyon eksikliği bozukluğu (CDD) ve daha sonra bilişsel kopukluk sendromu (CDS) olarak değiştirilmesini önerdi. 27 kitabın ve 280'den fazla bilimsel makalenin ve kitap bölümünün yazarıdır.
Full name:
Russell Alan Barkley
Title:
Nöropsikolog, Yazar, Profesör.
Birth:
Amerika Birleşik Devletleri, 27 December 1949

Readers

1 readers read.
1 readers are reading.
3 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Duygularımızı yaşarken, onları içimizde yaşama ve kontrol edebilme becerisi, başkalarına yansıtmadan önce bu duygularımızı, uygun şekilde değiştirmemize fırsat verir. Kendimizi sakinleştirmeye çalışarak, daha olumlu düşünerek veya bu duyguyu ifade etmenin neden iyi olmayacağını kendimizle konuşarak, bu ilk duygusal dürtüyü büyük ölçüde azaltabilir veya ortadan kaldırabiliriz. Ayrıca, duyguların içselleştirilmesinin başka faydaları da vardır. Duygularımız bize; olumlu, olumsuz ya da hoş olmayan durumları da görmemizi sağlar. Bu nedenle yaptığımız işe devam etmemiz için bizi teşvik edebilir veya durdurabilir ya da daha iyi bir şeyi yapmamızı sağlayabilirler. Yani bizi bir tür eyleme yönlendirirler. Bu durumda, duygularını içselleştirebilen çocuklar, aynı zamanda motivasyonlarını da içselleştirme becerisini geliştirirler. İçsel motivasyon olarak adlandırılan bu beceri, çoğu insanda görülen hırs, kararlılık, irade veya sadık olma gibi özelliklerin de kaynağıdır. Kendi iç motivasyonumuzu geliştirdiğimizde, küçük çocukların ihtiyaç duydukları gibi teşvik, ödül veya çeşitli kazanımlara ihtiyacımız kalmaz. Planlarımıza bağlı kalabilir, hedeflerimizi takip edebilir ve dikkat dağıtıcı şeylere karşı direnebiliriz, çünkü kendi davranışlarımızı hedefe yönlendirmek için, kendi içsel motivasyonumuzu kullanırız. Ödül veya teşvikler olmadan da kendimizi motive edebiliriz. Kişiye özel, içselleştirilmiş duygular, yine kişiye özgü motivasyonların kaynağı haline gelir ve bunlar, hedeflere ve geleceğe yönelik davranışları destekler. Bu durum, bireyin en önemli parçası olan iradeyi temsil eder.
Sayfa 64 - Palme yayıneviKitabı okuyor
Çocuğun davranış sorunlarının birkaç gün içinde çözülmesi mümkün değildir. Sonuçları başlangıçta görmemek ya da başkalarının, özellikle de çocuğunuzun itirazları nedeniyle başarısız olmak sizi vazgeçirmesin. Çocuğuyla ödev yapmak için bir davranış sözleşmesi yapan ebeveynlerle çalıştım. Çocuğun ilk hoşnutsuzluğunu ifade etmesi ile birlikte bunu uygulamaktan vazgeçtiler. Bu size olursa, planınıza sadık kalın. Çocuğunuzun protestoları, hedefe doğru yaklaştığınız anlamına gelir; aynı zamanda çocuğun bu yeni planda başarılı olmak için davranışını değiştirme ihtiyacını anladığını gösterir. Çocuğunuz aşıdan hoşlanmıyor diye hastalığa karşı aşı yaptırmaktan vazgeçemezsiniz. Sırf prosedürü protesto ettiği için çocuğunuzun uzun vadede davranışını iyileştireceğini bildiğiniz çabadan da vazgeçmemelisiniz. Planınızı tutarlı bir şekilde takip ederek yaklaşık bir hafta sonra, başarısını değerlendirmek için zaman ayırabilirsiniz. Başarısız gibi görünüyorsa, listenize geri dönün ve başka bir alternatif seçin. İlk plan işe yaramadı diye kendinizi eleştirmeyin. Unutmayın, deniyorsunuz ve bu da, hiçbir garantinin olmadığı anlamına gelir.
Sayfa 213 - Palme yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Dikkati Kendine Yöneltme (Bireysel Farkındalık): Aklın Aynası
Tepkiyi geciktirme ve bekleme yeteneğimiz, üç temel yürütme becerisinden biridir. Dikkatimizi sadece çevremize değil, kendimize de yöneltme yeteneği ile ilişkilidir. Davranışlarımızı izlediğimiz takdirde, bireysel farkındalığımız gelişir. Davranışı engelleme ve bireysel farkındalık en temel 2 yürütücü işlevdir. Bireysel farkındalığımızı ve davranışlarımızı izlemeyi, yeni bir duruma uyum sağlamak ya da hatalı bir davranışı engellemek için kullanırız. Bunu aklımızın kendimizle ilgili bir aynası olarak düşünebiliriz.
Sayfa 56 - Palme yayıneviKitabı okuyor
Ne yazık ki, çoğu birey öz disiplinin, otokontrolün ve iradenin tamamen bizim kontrolümüzde olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle, otokontrolü olmayan çocuklar ya kendilerini kontrol etmek istemeyen (doğuştan kötü) ya da kendilerini kontrol etmeyi öğrenememiş (disiplinsiz ya da ebeveynleri tarafından kötü yetiştirilmiş) olarak görülürler. Açıkçası bu görüş, bilimsel verilere göre doğru değildir. Bilimsel çalışmalar, otokontrolün ve iradenin gelişiminde, öğrenme ve yetiştirme şeklinin yanında nörolojik (beyin) gelişiminin ve hatta genetik faktörlerin de etkili olduğunu göstermektedir. Beyin fonksiyonlarında bir eksiklik olduğunda ya da beyin hasarı durumunda otokontrol ve iradenin normal gelişimi mümkün değildir.
Sayfa 52 - Palme yayıneviKitabı okuyor
Zamanla ilgili duygularımız içinde sınırlı bir yaşam sürme ve eninde sonunda ölümden kaçamayacağımız bilinci de vardır. Bu, zamanla ilgili duyguları gelişmiş bireylerin ödediği bir bedeldir.
Sayfa 59 - Palme yayıneviKitabı okuyor

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
Henüz kayıt yok